Yazımızın başlığında bahsettiğimiz vahşet; başıboş sokak köpeklerinden kaynaklanan vahşettir.
Giderek artan ve vatandaşların korkulu rüyası haline gelen toplumun huzurunu kaçıran başıboş sokak köpekler sorunu insan hayatını ve toplum sağlığını tehdit eder vaziyettedir.
Başıboş köpekler, hem can kayıplarına hem ağır yaralanmalara hem de ömür boyu sürecek travmalara sebep olmaktadır.
Başta çocuk, kadın, yaşlı ve engelliler olmak üzere toplumun hemen hemen genelinde kâbus haline gelen bu sorun gittikçe kronikleşen bir hal almaktadır.
Toplumda infiale sebep olan bu sorun yüzünden yaşanan huzursuzluklar toplum psikolojisine olumsuz etki etmektedir.
Geçtiğimiz yıl Mart ayında sahipsiz köpeklerin kovalaması sonucu kamyon altında kalan ve tedavi gördüğü hastanede 23 gün sonra hayata veda eden Mahra Melin Pınar‘ın babasının feryatları hafızalarda tazeliğini korurken kısa bir süre önce Ankara’nın Keçiören ilçesinde ilkokul öğrencisi Tunahan Yılmaz‘ın başıboş köpeklerin saldırısına uğrayıp vücudunun birçok yeri parçalanmış Tunahan’ın babasının “çocuğumu âdeta yemişler” feryadı yürekler dağlamıştır.
Hayatî tehlikesi olan Tunahan’ın dünkü haberlerde hayatî tehlikeyi atlattığı ve iyileşmeye başladığı haberi ailesine ve topluma bir teselli olmuştur.
Son günlerde Muş‘un Varto ilçesinde 73 yaşındaki bir kadın evine giderken etrafını saran bir grup başıboş köpeğin saldırısına uğrayıp bacağından ve kolundan ısırılmış, saldırıya uğrayan kadın parçalanmaktan, köpeklerin vahşi saldırısından yardımına yetişen vatandaşlar tarafından kurtarılmıştır.
Konuyla ilgilenenlerin bildirdiklerine göre son 21 ayda 92 vatandaşımız başıboş köpeklerin saldırısı yüzünden hayatını kaybetmiş 500’e yakın vatandaşımız da yaralanmıştır.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımız arasında 2 yaşından 80’li yaşlara kadar olan olanlar mevcuttur.
Başıboş sokak köpekleri sorunu ciddî, büyük ve çözümü aciliyet gerektiren bir sorundur.
Sorunun çözümünü zorlaştıran nedenler vardır.
Çözümü zorlaştıran nedenlerden biri de 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu olduğu iddia edilmektedir.
Ankara‘nın Keçiören ilçesinde meydana gelen olaydan sonra açıklamalarda bulunan belediye başkanı “5199 sayılı yasa gereğince sokak hayvanlarının toplanması, kısırlaştırılması, aşılanması, küpelenmesi yapıldıktan sonra en geç 10 gün içinde alınan bölgeye yeniden bırakılması gerekmektedir. Başıboş hayvanların sorunu sadece belediyelere ait bir konu olmayıp çok boyutlu takip gerektiren bir mesele olması sebebiyle birçok kurum ve kuruluşun eş zamanlı ve koordineli çalışmasını gerektirmektedir. Sorun büyüktür.” diye açıklama yapmış, doğrudan isim, makam belirtmemiş olmakla birlikte sorumluluğun sadece belediyelere yıkılmasına karşı çıkarak ilgili herkesi sorunun çözümü için göreve davet etmiştir.
Elbette sorumlular ve çözmesi gerekenler vardır.
Toplumu ilgilendiren bu sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması, toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması gerekir.
Aksi takdirde daha birçok vatandaşımızın canı yanacak, birçok masum çocuk, genç, yaşlı, engelli Allah cc korusun – başıboş sokak köpeklerinin vahşi saldırılarıyla parçalanacak!
Bu yüzden ölen ve yaralanan vatandaşlarımızın sayısından basına yansıdığı kadar haberdar olmaktayız.
İletişim kanallarına yansımayanları da azımsanmayacak kadar olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.
Dinimiz hayvanların da hakları olduğunu bildirmekte, hayvanlara işkenceyi, eziyeti ve güçlerinin üzerinde yük yüklemeyi, keyfi olarak öldürmeyi yasaklamaktadır.
Ancak insan haklarına da riayet edilmesini emretmektedir.
5199 sayılı kanunun yetersiz olduğu düşünülerek 2021 yılında revize edilmiştir.
Lâkin bu haliyle de derde derman olmadığı ortadadır.
Kanunun 6. maddesi sorunludur.
Tekrar ele alınıp düzenlenmesine ihtiyaç vardır.
Belediye başkanları, bu konuda oluşturulan başıboş köpekler lobisinden ve bu lobinin çok etkin olduğundan, ortalığı ayağa kaldırmak için bahaneler aradıklarından ve belediyeler üzerine baskı oluşturduklarından bahsetmektedirler.
Hatta bu lobinin ileri gelenlerinden bazılarının, “Türkiye’de başıboş köpek sorunu yok, başıboş insan sorun var!” diyecek kadar ileri gittikleri ifade edilmektedir.
İnsanlara da başıboş köpekleri sinirlendirecek hal ve haraketlerden uzak durmalarını, köpeklerin kendilerine yaklaşırken onlara hoş sözler söylemelerini, saygılı davranmalarını bunları yaparkende gözlerinin içine bakmamalarını tavsiye etmektedirler.
“Sokaklar köpeklerindir ve sokaklarda kalmaları gerekir” iddiasında bulunmaktadırlar.
Bu lobilerin hayvan severler ve hayvanları koruma dernekleri, hayvan yiyeceği üretenler tarafından desteklendiği ve bu konuda büyük rant oluştuğu söylenmektedir.
Diğer taraftan Antalya’da köpek saldırısından kaçarken kamyon altında kalarak can veren Mahra’nın babası olayın yaşanmasından sonra, “Güvenli Sokaklar, Yaşam Hakkı Savunma Derneği” kurmuş başka acıların yaşanmaması için sokakların başıboş köpeklerden arındırılması için çalışmalar yapmaktadır.
Anlaşılan bu konuda toplumu oluşturan vatandaşlar arasında görüş ayrılığı vardır.
Sorun ciddidir ve acilen önlem alınması gerekir.
Önlemleri alacak ve sorunu çözecek olanlar da etkili ve yetkili olan makamlardır.
Toplumu ayrıştıracak sorunlarla uğraşan bu topluma bir sorunun daha eklenmesine fırsat verilmemelidir.
Okul yolları, sokaklar, parklar, cami etrafları, meydanlar, kavşaklar hattâ hastane bahçeleri ve üniversite kampüsleri ne kadar güvenlidir?
Vatandaş çocuğunu okula götürürken, işe giderken, çarşı – pazara çıkarken, camiye giderken tedirginlik yaşamaktadır.
Sokak köpeklerinin sürü halinde gezmeleri, kendi aralarında alan paylaşmaları âdeta bu alanlar bize aittir dercesine davranmaları vatandaşları huzursuz ve tedirgin etmektedir.
Yetkililerin kronikleşmiş bu soruna; sorunu çözmüş ya da en aza indirmiş olan ülkelerin uyguladığı yöntemlerden istifade ederek, konusunda uzmanlaşmış köpek eğitmenlerinden, veterinerlerden, biyologlardan ve bu konuya ilgisi olan tecrübeli insanardan oluşturacağı komisyonlarla ve yetersiz olan yasaları revize ederek, uygun olan yasaları çıkararak bu sorunu çözüme kavuşturmalıdır.
Yabancı ve salgırgan özellikler taşıyan köpek ırklarının sayılarını azaltmak ve kontrol altına almak, yerli ve uysal olan ırkların sayılarını kontrol edilebilir şekilde çoğaltmak da sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.
Çeşitli sorunlarla bunalan vatandaşlar üstüne bir de canlarına tak etmiş bulunan bu başıboş köpekler sorunuyla uğraşmak zorunda bırakılmamalıdır.
Yüce Rabbimden toplumumuzun bu soruna çare bulunarak bunalmaktan kurtulmasını dilerken,
Filistin’de Gazze’de bizim başıboş sokak köpeklerinin vahşetinin binlerce kat fazlasıyla karşılaşan insanların İsrail’in siyonist itlerinin vahşetinden en kısa zamanda kurtulmasını niyaz ederim.
Cumamız hayra vesile olsun.
Selamlarımla.
News
