DOLAR 34,3863 0.17%
EURO 36,5609 -0.19%
ALTIN 2.868,17-0,88
BITCOIN 30198457,48%
İstanbul
14°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Dünya İnsan Hakları Günü (!)

Dünya İnsan Hakları Günü (!)

ABONE OL
Aralık 8, 2023 19:57
Dünya İnsan Hakları Günü (!)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsan hakları evrensel beyannamesi 10 Aralık 1948’de imzalandığından dolayı her yıl 10 Aralık günü insan hakları günü olarak kutlanmaktadır.

Bu yıl da yine çeşitli devlet ve hükümet başkanları, sivil toplum kuruluşları insan hakları ile ilgili kutlama mesajları yayınlayacaklar, insan haklarının kutsallığından ve dokunulmazlığından bahsedeceklerdir.

Ama ne yazıktır ki insanlık birtakım antlaşmaları imza altına almalarla bu kunularda gelişme göstermiş gözükse de maalesef uygulamalar kunusunda yerinde saymakta hattâ daha da geriye gitmektedir.

İnsan haklarının en çok çiğnendiği coğrafyalar ve devletler müslüman toplumların yaşadığı yerlerdir.

En fazla insan haklarını çiğneyenlerin süslü cümlelerle dolu kutlama nutuk ve mesajları gülünç olsa da alkışlayanları da olmaktadır.

İnsan hakları sadece insan olmak nedeniyle sahip olunan haklardır.

İnsanlar bu haklarını kullanma da eşitlik hakkına sahiptir/sahip olmalıdır.

İnsan haklarına saygı duymak demek; bu saygıyı

uygulamada göstermek demektir.

Bu saygı insan onurunun önemli bir güvencesidir.

Hiçbir kişi, toplum ve devlet insan haklarını ihlâl etme hakkına sahip değildir.

Böyle bir girişimde bulunmamalıdır.

İnsan haklarının en başta geleni yaşama hakkıdır.

Bu temel hak Allah’ın cc her insana vermiş olduğu kutsal bir haktır.

İnsan bu hakkı daha anne karnında canlanması ile kazanmış olur.

Onun için ister dünyaya gelmiş olsun isterse henüz gelmemiş olsun insanın hayatına son verilmesi cinayettir.

Ve çok büyük bir günahtır.

Yüce kitabımızda yaratıcımız olan Allah cc “Bir insanı haksız yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir.” diye bizlere bildirmektedir.

Her insanın inanma, inanmama, inandığını yaşama, canını, ırzını, malını koruma, neslini devam ettirme, ticaret yapma hakkı ve özgürlüğü vardır.

Bu haklara karşı çıkma, saldırma, engel olma, kişiyi bu haklardan mahrum etme baskı altında tutma, işkence etme büyük bir zulümdür.

İnsan haklarını katletmede küresel eşkiya ABD ve gayri meşru evlâtlığı bölgesel eşkiya İsrail başı çekmektedir.

AB’ de bu konuda hiç masum değildir.

Zulme rıza gösterenin zalimden ne farkı vardır?

AB insan haklarının çiğnenmesine ya direkt olarak karılmakta ya da dolaylı olarak destek vermektedir.

İnsan hakları ihlâllerinde Çin’in de diğer zalimlerden aşağı kalır yanı yoktur.

Maalesef Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ve işkencelerle insan onurunu, şeref ve namusunu hiçe sayan davranışlarla insan haklarını çiğneyen Çin uluslararası toplumda yeteri kadar tepki görmemektedir.

Birleşmiş milletlerin imzalamış olduğu bildirgenin bağlayıcı bir niteliği yoktur.

Tavsiye niteliğinde olmasından dolayı 30. maddesinde: “Bu bildirgenin hiçbir hükmü her hangi bir devlet, grup ya da kişiye burada belirtilen hak ve özgürlüklerden her hangi birinin yok edilmesini amaçlayan etkinlikte ve eylemde bulunma hakkı verecek şekilde yorumlanamaz.  denilse de insan haklarını çiğneyenler tarafından zaten yorumlanmamakta, hakların çiğnenmesi icra edilmektedir.

İki aydır Gazze Kasabı Netanyahu‘nun ve ekibinin Gazze’de işlemiş olduğu savaş suçları, soykırım,işkence ve insan hakları ihlâlleri ortayken iki gün sonra zulmü işleyen ve bu zulme ortak olanların hiçbir utanma duymadan insan hakları gününde attıkları süslü cümlelerle dolu nutuklarına ve mesajlarına şahit olacağız.

Maalesef bu zulme sessiz kalarak zımnen destek verenleri, açıkça destek verenleri ve alkışlayanları ibretle izleyeceğiz.

Tesellimiz dünya halklarının vicdanlı insanlarının yapmış oldukları protestolarla haksızlığa isyan etmeleridir.

İnşâallah bu protesto ve isyanlar islâm dünyasının uyanmasına, birliktelik sağlamasına diğerlerinin de hidayetine vesile olur.

Birleşmiş Milletler birleşemediğinden birileri de onlara bir leş diyeyebilir.

Bu güne kadar İsrail terör örgütü Birleşmiş milletlerin ve güvenlik konseyinin hiçbir kararını tanımamıştır.

ABD birçok ülkeye ambargo uyguladığı halde tam tersine İsrail’in her azgınlaşmasında şartsız destek vermiştir.

Birleşmiş Milletler ve bünyesinde bulundurduğu kurumlar, uluslararası ceza mahkemesi, sözde insan hakları savunucusu kurumlar güvenilirliklerini yitirmişlerdir.

Daha birkaç gün önce UCM baş savcısı İngiliz vatandaşı olan hukukçu Kerim Han Gazze Şeridi’ ne girip işgalcilerin işledikleri suçları görmek yerine Refah Kapısı’nda kısa bir açıklama yapıp geri dönen Kerim Han, İsrail’e gerçekleştirdiği üç günlük ziyaretin ardından Hamas’ı suçlayıcı açıklamalarda bulundu.

Hamas’ın uluslararası hukuka göre suç işlediğini ve cinayetlerinin tesadüf eseri değil, kasıtlı olduğunu öne sürdü.

Üstelik İsrail’in kadın, çocuk, engelli, yaşlı demeden hunharca sivil katliamlarını cami, kilise ,okul, hastane, kütüphane,tarihi eser gözetmeksizin hiçbir kutsal tanımayan işlediği suçları ortada iken…

İsrail’in suçlarını görmezden gelip 75 yıldır İsrail’in işlediği zulme tepki veren Hamas’ı suçlayan İngiliz hukukçunun başsavcı olduğu bozuk adelet terazisine nasıl güven duyacağız.

İnsanlık, insan haklarının çiğnenmediği veya en aza indirildiği bir dünyada yaşamanın özlemini duymaktadır.

Her ne kadar inanan insanların ümitsiz olmaması gerekmekteyse de dünyanın şu anki gidişatı insanların ümidini kırmaktadır.

Dileğimiz insanlar ortak akıl ve iradeyle icra gücü de olan insan haklarının çiğenmesini önleyecek adil bir düzenin sahibi olmasıdır.

Cumamız hayra vesile olsun.

Selamlarımla.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP