Güvenilirlik müslümanın en önemli özelliklerindendir.
Günümüzde toplumumuzun ve diğer islâm topluluklarının hattâ bütün toplumların da diyebiliriz ki en çok ihtiyaç duyduklarından biri de
güven ve güvenilir insanlara duyulan ihtiyaçtır.
Güvenilir olmak demek:
Kişinin kendisine yüklenilen sorumlulukları yerine getirmesi, emanetleri koruması, ihanet etmemesi, ahde vefa göstermesi, özü sözü bir ve doğru olması, kimseye zarar vermemesi ve başkalarına güven veren kimse olması demektir.
Dinimiz islâm insana ve insan ilişkilerine büyük önem vermektedir.
İnsanlar ve toplumlar arası güven, önem sıralamasında ilk başlarda yer alır.
İnsan için vazgeçilmez değerlerden birisi de güvenilirliktir.
İnsan güvenilirliği kadar itibar görür.
Güvenilmeyen insanlar toplum tarafından dışlanırlar.
Güvenilmeyen insanların çoğunluğunu oluşturduğu
ve itibar gördüğü bir toplumda İşler tersine dönmüş, artık tuz kokmuş demektir.
Güvenilir bir kişi olmak, insanın hayatında kazanabileceği en önemli ve üstün özelliklerden biridir.
Eğer bir insanın güvene dayalı ilişkiler kurma isteği ve ihtiyacı varsa; her şeyden önce kendisinin güvenilir bir insan olması gerekir.
Günümüz dünyasında insanlardan bazılarının güven duygusunu arka plâna atıp, sadece kendi
çıkarlarına dayalı bencil bir insan olmayı benimsiyor olmaları, bazılarınca da itibar görmeleri ne yazık ki acı bir gerçektir.
Ahlâkî bir değer olan güvenilirliği kendine ilke edinen bir müslümandan, tartıda, ticarette hile
yapması, kalitesiz mallar üretip kaliteli fiyatına satması, gıda ürünlerinde tağşişe başvurması, stokçuluk yapıp ihtiyaç maddelerinin fahiş fiyatlara satılmasına sebep olması, yaptığı işlerde ve insan ilişkilerinde dürüstlükten ayrılması, insanları aldatması kul haklarını gözetmemesi, İnsanlara, yetim ve kamu malına zarar vermesi, emanete ihanet etmesi, güçsüz ve zayıfı ezmesi veya ezilmesine göz yumması, kısacası güven sarsıcı söz ve davranışlarda bulunması beklenmez.
Gayet tabiîdir ki her insan işinin, eşinin, arkadaş ve dostlarının, satın aldığı eşyaların, alış veriş yaptığı kimselerin güvenilir olmasını ister.
Kişinin, insanî ilişkiler içerisinde olduğu kimselerin güvenilir olmalarının yolu insanın kendisinin güvenilir olmasından geçer.
Güven duygularının yitirildiği, güvenilir insanların günden güne azaldığı bir toplumda huzurun olması, insanların kendilerini emniyette hissetmeleri mümkün olabilir mi?
Peygamber Efendimiz’e ( s.a.v) Peygamber olmadan önceki döminde de putperest olan Mekke’li müşrikler kendisine “Muhammed’ül emin” (güvenilir Muhammed) diyorlardı.
İman etmeselerde güvenilirliği üzerine ittifak halindeydiler ve Efendimiz’in (s a.v) bu vasfını daima takdir ve teslim ediyorlardı.
Canına kastedecekleri kadar düşmanlık beslemelerine rağmen en değerli ve kıymetli eşyalarını yine ona emanet ediyorlardı.
Güvenilirlik konusunda Peygamber efendimiz (sav) “Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların can ve malları konusunda kendisinden emin oldukları kimsedir.” diye buyurmuştur. (Tirmizî, İman,12)
Güvenilir olmayan kişiye iyi insan denilebilir mi?
Peygamber Efendimiz (s.a.v) kötü insanı tarifinde: “İnsanların en kötüsü, şerrinden dolayı kendisinden çekindikleri kimsedir.” demiştir.
(Muvattâ, hüsnü’l hulk, 1)
Muhmmed’ül Emin lakâplı bir Peygamberin (s.a.v)
ümmeti olan müslümanların güvenilir birer insan olmaları gerekir.
Güvenilir olan insanların çoğunluğunu oluşturduğu bir toplum güven ve huzur içinde yaşama imkânına sahip olur.
Yüce Rabbimden bizlere güvenilir olan ve güven içerisinde huzurlu bir toplumda yaşayan insanlardan olmayı nasip etmesini niyaz ederim.
Cumamız hayra vesile olsun.
Selamlarımla.
News
