Dar gelirli olup hayatın pahalılığından şikâyetçi olmayana rastlayan var mıdır?
İmkânları kıt olanlar için hayat eskiden de pahalıydı denilebilir.
Evet eskiden de pahalıydı.
Ancak hayat pahalılığı etkisini hiç bu kadar şiddetli bir şekilde hissettirmemişti.
Bu duruma geçirmiş olduğumuz koronavirüs salgınının, Ukrayna ve Rusya arasında gerçekleşen savaşın, 6 Şubat’ta dokuz saat içerisinde yaşanan ve 11 ili 14 milyon vatandaşımızı etkileyen çifte depremin, yurt dışı piyasaların yurt içini etkilemesinin, döviz artışları ve enflasyonun etkileri tabii ki olmuştur.
Bütün bu etkilemelerin ötesinde bir durumun varlığını da yok saymak mümkün müdür?
Mutfak yangını gittikçe alevlenmekte vatandaşın cebini ve yüreğini yakmaktadır.
Bu yangının söndürülmesi toplum huzuru için elzemdir.
Yıllardır doğru dürüst bir hal yasasının çıkarılamaması fırsatçıların ekmeğine yağ sürmektedir.
Yazılı ve görsel medyada yer alan, vatandaşlar arasında dilden dile dolaşan haber ve söylemlere göre bazı çetelerin vatandaşın ucuz gıdaya ulaşmamaları, fiyatların fahiş bir şekilde artması, fırsatçılar ve stokçuların kârlarına kâr katabilmeleri için sebze ve meyveleri denize, boş alanlara ve çöplüklere döktürdükleri iddiaları yaygın haldedir.
Manav ve marketlerde sebze ve meyvenin ucuzladığının mevsiminde dahi görülememesi bu işte bir terslik olduğunun göstergesi değil midir?
Fiyatların artmasının sebebini dövizin ve akaryakıt fiyatlarının artması olarak gösterenlerin akaryakıt fiyatlarının ve dövizin düştüğü dönemde yükselttikleri etiket fiyatlarını aşağıya çektiklerini gören ve hatırlayan var mıdır?
Tam aksine döviz ve akaryakıt fiyatlarının durgun olduğu dönemlerde dahi etiket fiyatlarıyla oynamaya devam ettikleri fiyatları ufak ufak hissettirmemeye çalışarak yükselttikleri görülmemiş midir?
Üniversiteler açılma hazırlığındadır.
Durumdan yararlanmak isteyenler pusuya yatmış beklemektedir.
Öğrencilerin eve ihtiyaç duyduğu ve genelde ikinci el eşya ile idare edecekleri düşünülerek ev kiralarına ve eşyalara fahiş fiyatlar talep edilmektedir.
Denetimlerin yetersizliğinden, verilen cezaların can yakıcı ve caydırıcı olmayışından yararlanmak isteyenler etiket fiyatlarıyla oynamaktadır.
Gramajları düşürerek gizli zam yapma yoluna gidenlerin varlığı da ayrı bir problem oluyor diyenlerin sayıları günden güne artmaktadır.
Koronavirüs salgınının yurdumuzda görüldüğü ilk zamanlarda maskenin, kolonyanın ve temizlik maddelerinin fiyatlarını fahiş bir şekilde yükselten fırsatçıların vicdansızlıkları hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır.
Hatırlarsanız aynı fırsatçı zihniyetin sahipleri İzmir’de yaşanan depremde de 500 liralık nakliye için 5000 lira istemişlerdi.
Yurdumuz tarım ve havancılıkta dünyada söz sahibi olan Hollanda büyüklüğünde onlarca ovaya sahip olmasına rağmen gıda ürünlerinde vatandaşın pahalılıkla karşılaşması garip bir durum değil midir?
Ülkemiz, toplumumuz hayat pahalılığının yaşandığı,
fırsatçıların dörtköşe olduğu bir durumdan çıkarılmalıdır.
Dört mevsimin yaşandığı, topraklarının tarıma ve hayvancılığa elverişli olduğu ülkemizde ucuz gıdaya ulaşmak sorun haline gelmemelidir.
Gıda fiyatlarının artmasına ihracat sebep oluyorsa önlem alınmalıdır.
Çiftçilerimizin sıkıntıları giderilmelidir.
Gıda ve gıda dışındaki temel ihtiyaç maddelerini üretenlerin ürünlerini tüketiciye ulaştırma ve arzetme esnasında fiyatların zam üzerine zam görmesine sebep olan neler varsa giderilme yoluna gidilmelidir.
Hayat pahalılığının önüne geçmek için hiçbir çalışma yapılmıyor diyemeyiz.
Ancak pahalılığının artarak devam etmesi denetimlerin ve yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu da göstermektedir.
Üreticiler hem kendilerinin geçimini temin eden hem de topluma faydalı olan insanlar olarak saygıyı hak etmektedirler.
Tüketiciler de üreticiler için birer vesile-i nimettir.
Üretici ve tüketici arasında aracı olanların insafı elden bırakmadan fiyatların fahiş bir şekilde artmasına sebep olmayacak şekilde bir miktar hizmet bedeli olarak ölçüyü aşmayan kâr almaları makul görülebilir.
Hatta fırsatçılık yapmadıkları için saygı bile duyulabilir.
Lâkin fırsatçılık yapıp emeksiz, haksız bir şekilde kârlarını kat kat arttırmanın yükünü başkalarına yükleyenlere, gıda fiyatlarının artması için gıda maddelerini stoklayanlara, denize ve çöpe dökenlere saygı duyulamaz. Hoşgörü gösterilemez.
Böylelerine hoşgörüyle bakmak üreticiye ve tüketiciye saygısızlık olur.
Mutfaktaki yangın söndürülmeden, hayat pahalılığı önlenmeden, fırsatçıların ve fırsatçılığın önüne geçilmeden, toplumda huzur, barış ve sağlıklı bir düşünce beklemek gerçekçilikle bağdaşabilir mi?
Yüce Rabbimden bizlere, hayat pahalılığının hissedilmeyecek kadar azaldığı ve fırsatçılığın önlendiği bir toplumda yaşamayı nasip etmesini niyaz ederim.
Cumamız hayra vesile olsun.
Selamlarımla.
SPOR
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024UNCATEGORİZED
08 Aralık 2024EKONOMİ
08 Aralık 2024GENEL
08 Aralık 2024