DOLAR 35,5539 0.35%
EURO 36,5733 -0.11%
ALTIN 3.100,600,25
BITCOIN 36097832,01%
İstanbul

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

İbret aldık mı?

İbret aldık mı?

ABONE OL
Şubat 7, 2024 20:49
İbret aldık mı?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen yıl bu zamanlar “asrın felaketi” diye diye adlandırdığımız merkezi Kahramanmaraş olan 11 ilimizi etkileyen depremler yaşadık.
Bu depremlerde hayatlarını kaybeden insanlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine sabırlar diliyoruz.

Aradan tam bir yıl geçti.

Bu felaketin şehirlerimizin planlanmasında nasıl bir dönüşüm yapılması gerektiği konusunda çalışmalar illa ki yapılıyordur.

Depremlerde can kayıplarımızın fazla olmasının yapısal sorunlar kaynaklı olduğunu biliyoruz.

Bunun sorumlularının kimler olduğu da belli.

Daha ucuza daha çok üretim mantığına bir de denetimsizlik eklenince tablo ne yazık ki bu oluyor. Yerine getirilmemiş sorumluluklar, ihmaller zinciri binlerce insanı yuva yerine mezara koyuyor.

Bir yıl içerisinde devletin büyük çabası ile bölgede kalıcı konutların yapımı hızla devam ediyor.

Bitirilen konutlar hak sahiplerine kura ile teslim ediliyor.

Türkiye toplumu her ferdi ile birlikte afet dönemlerindeki dayanışması ile tartışmasız dünyada tek toplumdur. Bu dayanışma afet sonrası şehirlerin yeniden inşasında da devam ediyor. Toplumdaki bu güçlü bağ ayakta durabilmenin en güçlü motivasyonu. En büyük gücümüz bu dayanışma kültürüdür.

Bir yıl geçti.

Tam da bu zamanlarda yeniden şehirlerimizi yönetmek isteyenleri seçeceğimiz bir seçim dönemindeyiz.

Bu göreve talip olanlar; şehirleri insanların yaşam alanı olarak tasarlamaları gerekiyor.

Meydan, sokak, pazar, park (parktan kastım sokak aralarına kurulan birkaç plastik oyuncak değil) otopark, toplanma alanları, daha önemlisi ulaşılabilir ulaşım konularını çok daha iyi çalışmaları ve bu sunumu yapmaları gerekiyor.

Şehirlerimizin tarihi, kültürel, ruhsal dokularını koruyarak yeniden planlanması gerekiyor.

On yıl veya yirmi yıl sonra yeniden dönüştürmek zorunda kalacağımız konutlar değil, elli yıl, yüz yılları konuşmamız gereken dönemlerdeyiz.

Şehirlerimizin elli yıl sonraki ihtiyaçlarının yoğunluklarının öngörülmesi ile altyapı çalışmalarının planlanması gerekiyor.

Bu topraklarda kendi dönemlerinin şartlarında inşa edilen yapılar hala sapa sağlam durabiliyorsa bunun yeniden başarılması da mümkündür. Bunu okuyamazsak, bunu akletmezsek depremler, felaketler, yıkımlar, ölümler her zaman birinci sıradaki gündemimiz olmaya devam eder. Ve bu sorumluluk, bu vebal hepimizin üzerinde yük olur.

Tarih tekerrür etmesin, bu felaketler bir daha yaşanmasın, diye dua ederken sorumluluklarımızı şartsız yerine getirmek zorundayız.

Asrın felaketini ibret alarak yeniden inşa sürecini daha insani, daha vicdani yürütmeliyiz.

Şehir inşa etmek bir düşünce, bir felsefe, bir bakış açısı, bir öngörü meselesidir.

Seçim dönemindeyiz, şehirlerimizi yönetmeye talip adayların duruma bu perspektiften bakmalarında fayda görüyorum.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP