Ağzımızdan çıkan her kelime ya da cümle söz olarak bilinir.
TDK sözü “bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği” diye tarif etmektedir.
Söz, bir fikri, bir isteği, bir duyguyu yazılı veya sözlü olarak anlatmaya, açıklamaya yarayan kelimeler ya da cümleler dizisini ifade eder.
Eğer sözlerimiz faydalı ise kelâm olarak değer kazanır.
Eğer faydasız ise boş laftan öteye geçmez.
Allah’ın cc yaratmış olduğu canlıların kendi özelliklerine göre ağızlarından çıkan sesler; ötme, havlama, uluma, miyavlama, böğürme, anırma, kişneme şeklinde isimlendirilir.
İnsanın ağzından çıkan ve bir anlam ifade eden sese ise söz denir.
İnsanlar aralarında iletişimi söz ile sağlarlar.
Yani konuşa konuşa anlaşırlar.
İnsanoğlu değerli bir varlıktır.
Sözde doğru ve değerli olmalıdır.
Kur’an’ı Kerim’de yüce Rabbimiz söz ile ilgili olarak İsra suresi, 53. ayette Güzel söz söylememizi istemektedir.
Ve yine yüce Rabbimiz “Ey iman edenler! Allah’tan cc sakının ve sözü doğru söyleyin.“ diye buyurmaktadır. (Ahzap suresi, ayet:70)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) “güzel ve hoş söz sadakadır.” diye buyurmuştur. (Sahih-i Buhârî cilt 13 shf.6013)
“İnsanın kişiliği sözlerinde gizlidir” derler.
Bu nedenle sözlerimize çok dikkat etmeliyiz.
Sözlerimizi yerinde ve zamanında söylememiz de ayrı bir önem taşımaktadır.
Yerinde söylenen söz, zamanında içilen ilâç gibi etkilidir.
Sözün ağzımızdan çıkmadan önce bizim esirimiz olduğunu, çıktıktan sonra da bizim sözümüzün esiri olduğumuzu asla unutmamalıyız.
Sözlerimizle barışın, huzurun ve güvenin müsebbibi olacağımız gibi savaşın, kaosun, düşmanlıkların, nifakın, huzursuzluğun müsebbibi de olabiliriz.
Değerli Yunus Emre’miz “söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede bir söz.” Diye ne de güzel ve yerinde söylemiş.
Söz hakkında birçok deyimlerimiz vardır.
“Sözünü etmek, sözünü kesmek, sözünü yedirmek, sözü sohbeti yerinde, söz atmak, söz vermek, söz yetiştirmek, sözü uzatmak, sözünü tutmak, sözünü bilmemek, sözünden dönmek, sözünü kesmek, söz çakmak, söz taşımak, sözü kısa kesmek” bunlardan bazılarıdır.
Söz hakkında ecdadımızdan bizlere kadar ulaşan birçok atasözümüz vardır.
Bunlardan biri de Yunus Emre’den ilhamla söylenen “söz var iş bitirir; söz var baş yitirir.” diye söylenmiştir.
Konuşmadan önce sözlerimizi vicdanımızda ölçüp biçmeli, insaf terazisinde tartmalı, akıl süzgecinden geçirmeli sonra dile getirmeliyiz.
Yüce Rabbimiz dinlemenin, gözlemlemenin bunlara dayalı olarak düşünüp anlamanın faziletini yaratılışımızda ne güzel göstermiş; insanoğluna iki kulak, iki göz, bir ağız vermiş.
İnsana iki defa dinle, iki defa gözlemle anlamında herhangi bir engel koymayıp dilimizin önüne düşünmeden konuşmamak için dişler, damaklar ve dudaklar gibi birtakım setler koymuştur.
Sözlerimiz yaydan çıkan bir ok, memeden çıkan süt gibi bir daha geri dönmeyecektir.
Söylediğimizden pişmanlık duymamak ve yüzümüzün kızarmaması için sözlerimizi iyice düşünmeden söylememeliyiz.
Duygularımızın kaynağı olan kalbimizin âdeta bir tercümanı olan dilimizi daima kontrol altında tutmalıyız.
Dua yerine geçen söz olduğu gibi beddua yerine geçen sözde vardır.
Gönlü hoş eden ilaç gibi sözler vardır.
Öyle sözlerde vardır ki zehir gibidir.
“Bıçak vursaydı daha iyiydi.” dedirten sözler gibi…
Âdeta kişiliğimizi bir ayna gibi yansıtan sözlerimize dikkat etmek dünyamız ve ahiretimiz yararına sözler söyleyerek, sözlerimize imanî ve itikadî bakımdan da dikkat ederek ayrıca gönül yapıcı sözler söylemek hem kendimiz hem de toplumumuzun hayrına olacaktır.
Yüce Rabbim bizlere güzel sözlü kullarından olmayı nasip etsin.
Cumamız hayra vesile olsun.
Selamlarımla.
SPOR
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024UNCATEGORİZED
08 Aralık 2024EKONOMİ
08 Aralık 2024GENEL
08 Aralık 2024