Hayatımızda zaman zaman boş tartışmalar yaptığımız olmuştur.
Çevremizdekilerin de gereksiz tartışmalar içerisinde olduğuna şahit olmuşuzdur.
Tıpkı yıllar önce dinlemiş olduğum bir hikâyede geçtiği gibi…
Komşu köylerde yaşayan iki kişi varmış.
Bunlar ayrıca tarla komşusuymuşlar.
Tarlalarının sınırı köylerinin de sınırını belirleyen noktalardan biriymiş.
Kendilerinden beş – altı kuşak önce yaşayan dedeleri tarlalarının sınırına bir çınar fidanı dikmişler.
Yıllar içinde bu fidan devasa bir çınar ağacına dönüşmüş.
Bu kişiler, tarlalarının ekim, ziraî işlemler ve hasat zamanlarında, öğle yemeklerini yemek ve istirahat için çınar ağacının gölgesinden yararlanıyorlarmış.
Tarlalarının yanında bir dere varmış.
Dereye paralel uzayıp giden de bir yol…
Derenin suyu yazın epey azalıyormuş.
Derenin en sığ yeri de bu tarlalara yakın olan noktada bulunuyormuş.
Günün birinde hasat için tarlalarında çalışan bu kişiler öğle istirahatine çekilip yemeklerini yerken yakınlarından bir tilkinin geçtiğini fark etmişler.
Bakmışlar ki tilki dereden karşıya geçmiş.
İki kişiden biri diğerine “Gördün mü? Tilkinin kuyruğu suya değdi.” demiş.
Diğeri “Hayır yanlış görmüşsün değmedi.” deyince; başlamış aralarında bir tartışma.
Biri “Tilkinin kuyruğu suya değdi.” diyor.
Diğer hemen “Hayır tilkinin kuyruğu suya değmedi.” diye itiraz ediyormuş.
Tartışma değdi, değmedi diye uzayıp gitmiş.
O güne kadar gayet iyi geçinen, birbirlerinin kalbini kırmayan bu kişiler, tartışmanın uzaması ve birbirlerine yakışıksız sözler etmelerinden dolayı işi kavgaya kadar vardırmışlar.
O esnada yoldan geçmekte olan bir atlı bunların kavga ettiklerini görerek yanlarına varmış.
Kendilerinden yaşlı olan bu şahıs “Hayırdır gençler nedir bu kavganız?” diye sorunca; yaşadıkları hadiseyi ve tartışmalarının kavgaya vardığını anlatmışlar.
Bu şahıs “Yahu tilkinin kuyruğu suya değse ne olur, değmese ne olur? bunun size ne faydası olur ne de zararı. Böyle boş tartışma size hiç yakışmıyor.” deyip kavganın sonlanmasını sağlamış ve bunları barıştırmış.
Bu olaydan sonra aralarına bir soğukluk giren bu kişiler, birkaç yıl aynı günlerde tarlalarında karşılaşmamaya özen göstermişler.
Her ne kadar özen gösterseler de nihayet bir gün aynı günde tarlalarına gitmişler.
Yine öğle istirahati için çınarın gölgesinde otururken sohbet gelmiş, tilkinin kuyruğunun suya değip değmediğine dayanmış.
Biri diğerine “Değmişti.” demiş. Diğeri de “Hayır arkadaş o zaman sen iyi görememiştin değmemişti.” deyince; biri diğerine “Kavgaya tutuşalım ama yoldan geçen biri yok ki bizi ayırıp barıştırsın.” demesi üzerine diğeri gülümsemeye başlamış.
Ve “Haklısın o zaman gereksiz tartışmayla nasıl da kavga edip birbirimizi kırmıştık. ” diye hayıflanmış.
Birbirlerine gülümseyerek bakıp elsıkışmışlar.
Bir daha da böyle boş yere birbirlerini üzmeyeceklerine dair sözleşmişler.
Anlatılan bu hikâye benzeri boş tartışmaları hayatının hergangi bir anında yaşamayan varsa parmak kaldırsın dense!
Merak bu ya acaba kaç kişi parmak kaldırır?
Ya da parmak kaldıran olur mu?
Cumamız hayra vesile olsun.
Selamlarımla
GÜNDEM
23 Eylül 2023SPOR
23 Eylül 2023SPOR
23 Eylül 2023SPOR
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.