DOLAR 38,8891 -0.18%
EURO 43,6021 0.15%
ALTIN 4.041,141,02
BITCOIN 40668881,60%
İstanbul
17°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

AK Parti neden kaybetti, CHP nasıl kazandı? (8)

AK Parti neden kaybetti, CHP nasıl kazandı? (8)

ABONE OL
Haziran 12, 2024 18:17
AK Parti neden kaybetti, CHP nasıl kazandı? (8)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ÖZGÜR ÖZEL

CHP ve Özgür Özel’i seçim öncesi ve seçim sonrası olmak üzere iki ayrı perspektiften değerlendirmek gerekir.
Ekrem İmamoğlu’nun açık desteği ile Genel Başkan seçilen Sayın Özgür Özel, işe “Hamas terör örgütüdür.” diye koyulmuş ve CHP’de mevcut politikaların devam edeceği intibasını vermişti.

Hatta; “gitti Kılıçdaroğlu, geldi Kılıçlaroğlu”söylemlerini de birlikte genel merkeze taşımıştı.

CHP kurultayından sonra kaleme aldığım yazıda; CHP’de bir paradigma deşikliği beklemediğimi, değişimin sadece isim bazında kalacağını ifade etmiştim.

CHP’nin çift başlı bir yönetim şekline geçtiğini de belirtmiştim.

Seçim öncesi hatırlayın “CHP’de bir genel başkan, birde lider var  söylemlerini.

Sonra sayı 3’e çıktı.

Genel merkezde Sayın Özgür Özel, Saraçhane de Sayın Ekrem İmamoğlu ve ofisinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu…

Seçim sonunda bu fotoğrafta köklü değişiklik oldu ve Özel, CHP’nin paradigma değişikliğine doğru yol aldığını açıkladı.

Seçim başarısı sonrası Sayın Cumhurbaşkanını kastederek, “Makama saygısızlığı kabul etmem. Erdoğan’dan randevu isteyeceğim ve kabul ederse istediği yerde görüşeceğim. Biz Türkiye’de muhalefet, yurt dışında Türkiye partisiyiz.” açıklamaları siyasetin gündemine oturdu.

Söylem değişikliği eylemle vücut buldu.

ÖZEL, EZBERLERİ BOZDU

Sayın Özel, CHP’nin bütün ezberlerini bozdu ve eksen kayması yaşayan ve ülke gerçekleriyle örtüşmeyen partiyi Türkiye’nin partisi yapmak için kolları sıvamış görünüyor.

Özel, Erdoğan’a elini uzattı.
Erdoğan uzatılan eli havada bırakmadı ve Türkiye siyasi bahar havasının etkisi altına girdi.

Artık ülke olarak gerçek gündemimize dönebiliriz.

Sonuçlar; Saraçhane ve avanesinin şimdilik sesini kıstı.

Ofis, etkisini kaybetti.

Seçimler de alınan mağlubiyetler ve galibiyetler liderlerin hanesine yazılır.

CHP’nin 50 sene sonra seçimlerde birinci olması sağlayan ve yüzde 25’lik “cam tavanı” kıran komutanı da Özgür Özel’dir.

Milletin seçtiklerine saygı göstermek, millete değer vermektir.

Sayın Özgür Özel’in seçim sonu ortaya koyduğu portre özlenen Türkiye tablosudur.

Elbette tüm bu yaşanan siyasi sürecin getiriside/götürüsüde olacaktır.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın CHP’de ağırlanması öncesi ve sonrasında yaşanan tavır, nezaket, zarafet kayda değerdir.

Özel, CHP’nin yeni lideri olma yönünde 4 ayda ömürlük mesafe katetmiştir.

Seçim sonuçlarını ancak bir lider bu kadar bu güzel okuyabilirdi.

Zafer naraları atmadan, mutedil tavırlar ortaya koyması siyasi ötekileştirme ve kutuplaşmanın önünü kesmiştir.

Sonuna kadar muhalefet, sonuna kadar Türkiye, sonuna kadar millet yaklaşımının kazananı milletimiz olacaktır.

Özel’in önüne kendi mahallesi şimdi setler çekip, mayınlar döşeyecektir.

Özel’in gazetesi, televizyonu, trolleri yok. Saraçhane’nin ise çok.

Seçim başarısı ve ardından izlenen pozitif siyaset/muhalefet Özel’i CHP’nin dinazorları, Saraçhane ve Saraçhane medyasının hedefi haline getirmiştir.

Taş uzaktan gelmez.

Özel, en müsait zamanda CHP kurultayını toplayarak seçimli genel kurul yapmalı ve liderliğini perçinleyerek, İmamoğlu gölgesinden biran evvel sıyrılmalıdır.

Hiçbir parti, kuruluş çift başlılığı kabullenmez ve kaldıramaz.

Ne kadar bastırılmaya çalışılırsa çalışılsın bir yerde volkan gibi patlamaya dönüşür.

Özel, seçim başarısı ve rüşt isbatı kendi mahallesini rahatsız etti ve salvo ve kumpasların hedefi haline getirdi.

Özel, kendi mahallesinden gelecek saldırılara karşı ihtiyatlı ve teyakkuz içinde olmalıdır.

Özellikle de Saraçhane’den.

ÖZEL YENİ ADIMLAR ATMALI

Sayın Özel’in yapabileceği Diyanet İşleri Başkanlığı, Savınma Sanayi Başkanlığı,  Baykar ve Togg fabrikası ziyaretleri anlamlı olur. Art niyetlerin önünü keser.

Zira bu kurum ve kuruluşlar seçim öncesi CHP’li dinazor ve trollerin asılsız iftira ve acımasız saldıranlarına maruz kalmıştı.

Şu anki CHP fotoğrafı kronikleşen muhalefet yapısını geri plana itmiştir.

CHP’de rasyonalitenin etkin olduğu yeni dönem başlıyor diyebiliriz.

Bakalım siyasetteki bahar havası sürekli mi olur, içerden ve dışardan sekteye mi uğratılır?

Hem içeri hem de dışarı Özel’in yeni muhalefet anlayışından rahatsız.

Zaman zaman Demleşen CHP’nin bundan sonraki en büyük sınavınlarından biriside CHP’yi Dem Parti (HDP) çizgisinden çekmek olacaktır.

Kaçak saray da oturan adam, kabayı bozuntusu” siyasetinin iklimi değişir mi/dönüşür mü, kalıcı olur mu? henüz çok erken derim.

Geçmiş örneklere bakıldığında CHP genetik yapı olarak köprüleri atmaya müsait bir partidir.

Samimiyet testinden geçen ve karşı mahalleye yerleşmek isteyen CHP, henüz yolun başında.

CHP, çok partili hayata geçildiği ve iktidardan düştüğü günden beri çok sert muhalefet yapan, yaptığı muhalefetin ülke gerçeklerinden uzak ve faydasız olan, kodları itibari ile kendini Türkiye’nin sahibi addeden batıcı, laikçi, kemalist bir partidir.

KEMAL KILIÇDAROĞLU

CHP’nin seçimden başarısız sonuç alacağını bekleyen ve yeniden “buyur” edileceği umudunu taşıyan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatı resmen ve fiilen bitmiştir.

Hakkınıda teslim edelim; bugün CHP’nin karşı mahalleden gördüğü saygı ve katma değerin önünü Kılıçdaroğlu açmıştır.

Daha öncesi de var tabi.

Karşı mahalleye ilk selamı veren dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Sayın Gürsel Tekin’dir.

O dönem başörtülü/çarşaflı isimleri törenli CHP’ye üye yapan Tekin’e bir tavsiye mektubu yazmıştım.

Dönüşümün siyasi şovla karşılık bulamayacağı, CHP’nin samimiyet testine gereksinimi olduğunu ve onlarca madde sıralamıştım.

Tavsiyelerim daha sonra tek tek hayata geçirildi.

O zamanlarda CHP’de değişim, dönüşüm  yapmak çok zordu.

Kendilerini elit ve kurucu irade sayan, millete tepeden bakan, “bidon kafalı, göbeği kayışan” diye hakaretler yağdıran, esip. gürleyen statükoyu dönüştürmek öyle kolay değildi.

Sayın Kılıçdaroğlu, besleyip büyüttüğü, siyasi aktör haline getirdiği İmamoğlu’dan yüzyılın siyasi ihaneti görmüştür.

Sırtındaki hançerlerin izi bize bunu söylüyor.

Kılıçdaroğlu’nun yanlışı oldu, doğrusu oldu.

Beşeriz hepimiz hataya açığız. Yerki yanlış yapmayalım ve hatalarımızdan dönelim.

Tüm bu süreç yaşanacaktı ve yaşandı.

Hepsi bizler için birer tecrübe vesilesi.

Bazen  tecrübe erken gelir, bazende ömürler yetmez.

Şimdi Kılıçdaroğlu yediği hançerlerin tedavisi yapmak, yaptığı “patates/soğan” siyasetinin üretime geçmek için Allah hayırlı ömürler nasip etsin geniş zamanı olacak.

Kılıçdaroğlu bu saatten sonra konuştukça batacaktır.

En iyisi sükut.

Helalleşme mottosu ile yollara düşen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı dışarda tutmuştu.

Sayın Erdoğan’la Kılıçdaroğlu görüşmesi, helalleşmesi sadra şifa olur kanaatindeyim.

EKREM İMAMOĞLU

Sayın Ekrem İmamoğlu ve medyayası seçimlerden CHP’nin eksi ve kendilerinin de artılarla çıkacağı hesabını yapıyorlardı.

Muhasebe elde patladı.

Ve seçim sonu CHP koltuğunun altın tepsi içinde İmamoğlu’na sunulacak beklentisi de berhava oldu.

Öyle ya çarşının hesabı ile evin hesabında genelde  aşırı dengesizlikler oluyor.

İmamoğlu, artık koltuk hesabını bir kenara bırakarak, “hizmet etsin” diye verilen oyların karşılığı vermeli ve 5 yıldır hizmetten mahrum bıraktığı İstanbulluların feryadı duymalı.

İstanbullu “hizmet” diye haykırıyor.

Siyasi kaygı gütmeyen hiçbir seçmen İmamoğlu’na “git CHP’ye genel başkan ol, Cumhurbaşkanı adayı ol” diye oy vermedi.

İstanbul hizmet bekliyor Sayın İmamoğlu hizmet!

Siyaset değil.

Bu gidişat İstanbul’u yeni İzmir yapar ve kokarız yakında.

Şimdiden oy verenlerin sızlamaları başladı bile.

Hatırlatmakta fayda var;

İstanbul’da sandığa gitmeyen ve oylarını kerhen iptal eden seçmen sayısı 2,5 milyonun üstünde.

Saygılarımla.

(Devam edecek)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP