DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18419740,69%
İstanbul
23°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Resul TÖRER

Resul TÖRER

05 Eylül 2024 Perşembe

CHP’de Ekrem İmamoğlu saf dışı mı edildi?

CHP’de Ekrem İmamoğlu saf dışı mı edildi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Pazartesi günü Ankara’da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bir araya geldi.

CHP’de 3 önemli ve ektin isim.

3 Cumhurbaşkanı aday adayı.

Böyle kritik siyasi toplatılarda gündem ne olursa olsun başat konu CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olur.

Efkarın CHP’de bu ay içinde yapılması planlanan tüzük değişikliği hakkında fikir alışverişi yaptığı açıklansada.

Özel, eski genel başkanının ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın CHP’deki  iç gelişmeler hakkındaki düşünce ve fikirlerine önem addediyor olacak ki bir araya gelme ihtiyacı duyuldu.

Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor.

İMAMOĞLU NEDEN DAVET EDİLMEDİ?

Asıl fırtına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘özel’ toplantı dışında bırakılması ile koptu.

İmamoğlu’nun bu duruma çok sinirlendiği ve Özel’e kızgın olduğu bize gelen istihbarı bilgiler arasında.

Yine başka bir iddia da; 3’lü toplantıda ağırlıklı olarak önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanı adaylığının masaya yatırılmış olması.

Bu iddia, adaylığı çantada keklik olarak gören İmamoğlu’nun sinir katsayılarının tavan yapmasına neden olmuş.

Mesaj yeteri kadar net değil mi?

Öyle görünüyor ki, Sayın Özgür Özel ile Sayın Ekrem İmamoğlu arasında kılıçlar çekildi.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile arasına ‘hançer’ giren İmamoğlu, CHP’de yeni bir cephe daha açmış görünüyor.

NAFİLE GÜNDEM ÇABALARI

Ekrem İmamoğlu, CHP’deki bu ‘özel’ gündemli toplantının medya da konuşulmaya başlaması ile birlikte gündemi değiştirmek ve dikkatleri üzerine çekmek, siyasi rant devşirmek için birden gündeminde çok gerisinde kalmış olmasına rağmen canlı yayın tertip ederek konuyu “Ahmak Davası”na getirdi.

Ve İmamoğlu, parmak sallayarak yargıyı, hükümeti tehdit etti.

Bana ceza verirseniz milleti sokağa dökerim, sizde yargıtayın kararını göremeden gidersiniz.” çıkışında bulundu.

Oldukça sert ve tehditkar!

Bir nevi tehditlerler içeren kalkışma çağrısıda çabası.

Büyük laf!

Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’un, kimse yargıyı tehdit edemez, parmak sallayamaz.” cevabından sonrada, “benim sözlerim yargıya değil, hükümete” siyasi kıvrak açıklamalarıyla gerilen siyasi ortamı yumuşatmaya çalıştı.

Aslında hedefinde direk Sayın Recep Tayyip Erdoğan varda şimdilik direk vuruştan sarfı nazar ediyor.

Yoklama çeliyor.

Zatını muhattap alsın istiyor.

İmamoğlu, planlı, proğramlı çıkışı ile dışlandığı Ankara’daki 3’lü zirvenin  üzerine toprak attı.

Başarılı oldu mu? Evet.

Siyasetin gündemi İmamoğlu’nun CHP’den bypass edildiği toplantı değil, artık yargı tehdidi.

Reel siyasete vole ve retorik ustalığı.

Aynen İstanbul’a hiç hizmet yapmadan “başarılı belediye başkanı (!)” olduğu gibi.

Şimdiden ifade edeyim ki, başarısızlık ve kaynayan CHP kazanı seçim tarihi ile birlikte şiddetle patlayacak!

Bakalım o patlamanın etkisi kaç şiddetinde olacak ve şarapnelleri kimi vuracak.

CHP ihraçlarıyla namlıdır.

Men dakka dukka”yı bir kenara not edin lütfen.

Saygılarımla.

Devamını Oku

Teğmenlerin yemin töreni, ekonomik spekülasyon ve ahlaksızlık!

Teğmenlerin yemin töreni, ekonomik spekülasyon ve ahlaksızlık!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ekonomide uygulan politikanın ivmesi pozitif yönde ilerliyor.

Henüz vatandaşa yansıyan olumlu bir durum yok.

Açıklanan bütün ekonomik parametreler ise umut veriyor.

Ekonomik rahatlama ülkede yaşayan herkesi mutlu eder.

En çok muzdarip olunan ve sosyal adaletsizliğin hat safhaya ulaştığı emekli maaşları hususunda hükümetin geniş kapsamlı bir çalışma başlattığı herkesin malumu.

İntibak yasasını, kök maaş sorununu ve maaşlar arasında dengesizliğin kalıcı çözüme kavuşturulması için adımlar atılıyor ve 2025 yılında çözüme kavuşturulacağı belirtiliyor.

Ama belliki bu pozitife evrilen ekonomide rahatsızlık duyanlar var.

Ülkemiz maalesef siyasi kaygı, ihtiras ve hırs içinde siyaset yapan ve “Bu Erdoğan, bu Ak Parti gitsinde ne olursa olsun” diyen bir çürümüşlüğün içinde.

Enag diye sözde enflasyon ölçümü yapan bir zat vardı.

Adam (!) tek başına enflasyon oranlarını belirliyordu.

Her şeyinizi satın dolara yatırın” diyecek kadar ülkeye düşman bir müsvedde.

Aylarca spekülatif eylem ve söylemler yaptı sonrada

kaçtı gitti.

Hükümet dolardan elini çekse, dolar tepe takla gidecek.

İhracat yapan iş insanları dövizin 40 binin altına düşmesini kesinlikle istemiyor. Gayri durumda sektörel bazda iflaslar olacakmış,

Ülke ne zaman düzlüğe çıksa, önemli siyasi, ekonomik, sosyal gelişmelerin arefesine gelse, hemen bir yerler harekete geçiyor.

İçerde mi, dışarda mı pek belli olmayan düğme anında kırmızıya dönüyor.

CEMAL ENGİNYURT

Bir milletvekilli var. Her dönem bir şekilde meclise giren.

Ağzından çıkanı kulağı duymayan.

Neye kime hizmet ettiğini kendisininde bilmediği, milliyetçilik, vatanseverlik hamasetinden de geri durmayan.

Erdoğan ve Bahçeli kini, nefreti ile dogmatik  ayarları  bozulmuş milletvekili.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in istifa ettiği yalanını ortaya atan ve borsada spekülatif dalgalanmalara sebep olan vekil.

O gün kim kazandı, kim kaybetti henüz bilmiyoruz.

Ekonomiyi adeta dinamitledi.

Kasıt var mı? Şüphesiz.

Bu zatı muhteremin adı Cemal Enginyurt.

Nevi şahsı kurt uluması ile meşhurdur.

Sol kesim nefret eder ama Erdoğan’a, hükümete sallasın diye her gün kanallarında arz-ı endam ettirirler.

Allah’a havale ediyorum seni Cemal Enginyurt!

AHLAKSIZ GÖRÜNTÜLER

Aynı hafta içinde 4 ayrı ilimizde sokak ortasında umuma açık alanlarda cinsel ilişki görüntüleri düştü medyaya.

İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Zonguldak.

Yatak odasındaymış gibi.

Ülkeyi açık geneleve döndürme ve rutinleştirme operasyonu.

Tesadüf demeyin. Mutlaka bir arka planı olduğunu düşünüyorum.

Bu edepsizleri cezaevine falan koymaya gerek yok.

Kabahatler kanununa göre caydırıcı ağır para cezalarını verilmeli.

Şimdiden söylüyorum: Yoksa önü alınmaz ve şiddetlenerek devam ettirilir.

ÖZEL, KÜFÜRBAZI PRTOKOLDE AĞIRLADI

Geçtiğimiz günlerde hepimizin malumu bir müptezel, geri zekalıya  sözde sokak röportajı” kisveyle Cumhurbaşkanına ve partisine oy verenlere küfür ve hakaretler ettirildi.

Kin, nefret ve düşmanlık” suçundan tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Cezaevine onu tebrik etmeye kurucu iradenin partisinin genel başkanı Özgür Özel bey gitti.

Küfürbazı tebrik etmeye cezaevine!

Anlaşılan Sayın Özgür Özel, kendine yeni meşgale arıyor.

Seçimden sonra ortaya koyduğu siyasi tavır ile CHP’ye mesafeli olan seçmeni “acaba?”lara sevk eden Özel, yetmedi “küfürbaz, cahil, müptezel”i tahliye edildikten sonra İzmir Fuarı açılışında protokol davetlisi olarak ağırladı.

Normalleşme” derken yeni CHP, küfür/hakaret etmeyeceğiz ama “ETTİRECEĞİZ!” demek istemiş bizde anlamış olduk.

Anlaşılan yine CHP cephesinde değişen bir şey yok.

Ülkem adına iktidara namzet olan ve “makama saygısızlık ettirmeyiz” diyebilen bir partinin genel başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanına ve partisine oy verenlere küfür eden bir sokak soytarısına tazimde bulunmasına çok  üzüldüm.

Yazık ve ayıp ettiniz Sayın Özel!

Gerçi huylu huyundan vazgeçmezmiş, can önce, huy sonra çıkarmış.

AK Parti teşkilatlarına da görev düşüyor.

Nasıl Yazar Abdurrahman Dilipak’ı dava etmek için mahkemeye koştularsa aynı çaba ve gayreti  şimdide görmek istiyoruz.

TEĞMENLERİN YEMİNİ

Harp okulundan mezun olan ve Teğmenlik rütbesini kazananlara her yıl 30 Ağustos’ta tören yapılır, eğitimini bitiren genç Teğmenler bir nizam ve iltizam içinde yemin ederler ve kışla görevlerine başlarlar.

Kara, Deniz ve Havacı 900 civarında yeni Teğmen mezun olarak ordumuza katıldı.

Okullarını birinci bitiren Teğmenler,  ordu disiplini içinde diplomaları ve başarı belgelerini Başkomutan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.

3 okulunda birincileri kız Teğmenler oldu.

Tören yapıldı bitti.

Her şey normal, hiyararşik düzene ve disipline uygun.

Fakat töreni yeterli bulmayan ve kendine görev adaleden Karacı Teğmen kızımız birden hareketleniyor ve çevresinde 200 civarında Teğmen halka oluşturuyor.

Birden başlıyorlar kendi aralarında alternatif yemin törenine.

Ve 8 yıl önceki yürürlükten kaldırılar Harbiye yeminini okuyorlar.

Mealen; “Sizin yaptırdığınız yemini kabul etmiyoruz.!”

Bu durumun TSK’da en hafif karşılığı disiplin suçudur.

Başıbozuk asker orduda barınamaz!

Başıbozuk asker ülkeyi savunamaz!

Başıbozuk askerle savaşa gidilmez!

Her asker kafasına eseni yapamaz!

Askerlik, bir kanun, kural ve disiplin manzumesidir.

Ve şerefli bir görevdir.

Asker siyasi mesaj vermez/veremez.

Helede alternatif karar alıp asla uygulayamaz.

Birden 200 civarı Teğmenin kümelenmesi ve video kayıtları yapılması bana hiç masum gelmedi.

Öncesi var gibi.

Bizleri üzen pırıl pırıl gençlerimizin, “Sizi Atatürk’ün itleri sizi” diyenlere ve işbirliği yapanlara  vede Atatürk düşmanlığı su götürmez FETÖcülere malzeme verilmesi olmuştur.

Bendeniz bir haftalık ülkemizdeki olağan dışı yaşanan olayları okuduğumda, “organize işler” olarak yorumladım.

Sizlerde tevafuk deyin. Ama önce muhakeme edin!

NOT: Kılıç Kuşanma (Cülus) bir  Osmanlı devlet geleneğidir.

Saygılarımla.

Devamını Oku

İran korkak mı, ortak mı?

İran korkak mı, ortak mı?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hamas’ın lideri, Filistin eski başbakanı İsmail Heniyye’nin İran’da şehid edilmesinin üzerinden bir ay geçti.

Söylem çok, eylem yok.

En son söyleyeceğimi en başta ifade edeyim: İsmail Heniyye, İran’da satılmıştır!

Bu topyekün bir satış mı? Elbette hayır.

Bize İsmail Heniyye’nin İran topraklarında şehadeti, İran’ın güvenilir bir devlet olmadığını gösteriyor.

Türk devlet adamları da mecbur kalmadıkça İran’a gitmemelidir.

Bunların daha kimi, kimleri satacağı belli olmaz.

Kendi cumhurbaşkanlarının helikopter kazasında (!) ölmesinin üstündeki sis perdesi kalkmadan İsmail Heniyye’nin topraklarında hemde en korunaklı yerde katledilmesinin başka bir izahı olabilir mi?

Suikastın üzerinden 1 ay geçti hala nasıl öldürüldüğüne dair tatmin edici bilgi yok.

Füzeyle vuruldu…

Dronla vuruldu…

Savaş uçağın ile vuruldu…

Yakından ateş edilerek vuruldu…

Hepsi İran devletin hikaye zorlama halüsinasyonlarıdır.

Füze, dron, savaş uçağı İsmail Heniyye’yi odasında şehit ediyor ama 5 katlı binaya zarar vermiyor?

CIA/MOSSAD, İran topraklarını katliam yapmak için adeta antreman sahasına çevirmiştir.

İran’ın en önde gelen bilim insanları İran’ın merkezinde öldürülür, en değer verdikleri  komutanları içerde dışarda öldürülür  ve failde bellidir…

İran devleti kırmızı intikam bayrağı çeker, intikam yeminleri eder, sonuç; cek cak’tan öteye geçmez.

Arada ABD’den izinli boş alanlara bir iki teneke gönderirler, sonrada “intikam aldık” falan filan.

Hepsi içeriye dönük “güçlüyüz” mesaj.

Misafir, ev sahibinin namusudur!

İran, namusuna sahip çıkamamıştır/çıkmamıştır ve göz göre göre İsmail Heniyye’yi ABD’nin önünü atmıştır.

İran, güvenilmez sözde İslam devletidir!

Ve ADB’nin kucağındadır!

İsmail Heniyye’nin satılması buna en büyük kanıttır.

Heniyye, öldürüldükten sonra İran’ı ziyaret eden CIA yetkilileri ile ne konuşulmuştur, neyin anlaşması yapılmıştır?

İran devleti önce buna açıklık getirsin.

Bir aydır bütün dünya bekliyor… Bende sabırla bekledim ve yazımı da beklettim.

İran ha vurdu ha vuracak.

Sizler hiç İran’ın müslüman olmayan bir ülke ile savaşa tutuştuğuna şahit oldunuz mu, tarih yazar mı?

Gider Yemen’de vekalet güçleri ile müslümanların üzerine bomba yağdırırlar!

Yıllardır Hizbullah eliyle Lübnan’ı yaşanmaz kılmışlarlar!

Süreni Yahudi Siyonist terör devleti İsrail’e alan açarlar!

(Hizbullah, İran’dan müsaadesiz kılını kıpırdatmaz)

Gelir Suriye’de “Sünni” diye müslüman katliamı yaparlar!

Döner Irak’la savaşırlar!

Yetmez PKK/PGY’ye arka çıkar, yardım ve yataklık ederler!

Azerbaycan (Karabağ), Ermenistan savaşında Ermenistan’ta destek verir.

Amerika, jeopolitik olarak İran’ı İslam coğrafyasında amiyane tabiri ile kullanmaktır.

Kime karşı? Sünni müslümanlara karşı!

İran, ABD’nin aparatı güven duyulmaz bir devlettir.

Artık şüpheye mahal kalmamıştır.

Dünyaya yön veren akıl, İran’a bazı kodlar yüklemiş ve sınırlarını belirlemiştir.

İran’ın sınır ihlali yapması izne tabidir.

Kendi iradesi ipotek altındadır.

Bütün parametreleri Şia yayılmacılığından ibarettir.

İran bir mezhebi ve ipleri egemen güçlerin elinde olan, kendi vatandaşlarına karşı şedit, emperyallere karşı hilm içinde olan bir devlettir.

İran, islama hançer gibi sokulmuş mezhebi bir fitnedir.

Yıllarca Filistin edebiyatı ile İslam ülkelerine acem oyunu oynamıştır.

İçselleştirilmiş Filistin karşıtlığı gün yüzüne çıkmıştır.

Bireyi ve rejimin elit mollalarını aynı kefeye koymadan ifade ediyor ki: İran’dan hiçbir İslam ülkesine ne fayda gelir, nede zerre hayır!

İran’a güvenip yola çıkanların yolda kalması hazin ve kaçınılmaz sondur!

Mazlum milletlerin umudu dünyaya adalet tesis etmiş Osmanlı bakiyesi büyük Türkiye’dir!

NOT: İran’ın eski cumhurbaşkanlarından ve yeniden seçime girmesi izin verilmeyen Ahmedinejad’ın şu sözleri İran’ın içine düşürüldüğü çukuru açıklamak için yeterli olur sanırım.

Mahmud Ahmedinejad: “Göreve geldiğimde gördüm ki her taraf kuşatılmış. İsrail masasının başındaki istihbarat şefi İsrail ajanı çıktı.”

Saygılarımla.

Devamını Oku

Türk futbolu kaotik ortama doğru sürükleniyor

Türk futbolu kaotik ortama doğru sürükleniyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Süper Lig’in 2. haftasında İzmir’de oynanan Göztepe – Fenerbahçe maçı, sonucundan çok çıkan olaylar ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a yapılan saldırıyla Türkiye gündemindeki yerini korumaya devam ediyor.

Bilindiği üzere stada alınmayan ve bir takım şiddete maruz kalan biletli Fenerbahçe taraftarına destek olmak olmak için Ali Koç, Fenerbahçe taraftarlarının olduğu deplasman tribünlerine gitmiş ve dönüşünde Göztepe tribünlerin yoğun şekilde yabancı madde yağmuruna maruz kalmış ve devamında da Göztepe yöneticisi olduğu belirtilen saha içi akreditasyon kartı bulunan bir şahıs tarafından darbeli bir şekilde arkadan şiddetle  itilerek yere düşürülmüştü.

Oyun oynanırken saha içine taşan olaylar neticesinde karşılaşma 5 dakikalık süreyle durmuş ve o sırada Fenerbahçe 2-0 önde.

Maç sonucu: 2-2

Olayların bu raddeye geleceğini ve Süper Lig’in 3’üncü 5’inci haftaya kalmadan karışacağını TFF seçimlerinin yapıldığı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun başkan seçildiği günün ertesinde kaleme almıştım.

Müneccim miyim?

Hayır.

Peki neden mi?

O gün ilk düğme yanlış iliklendi ve sonrasınında düzgün olmasının mümkün görünmeği için.

Türkiye’de şöyle bir futbol gerçeği var: Fenerbahçe ve diğerleri diye.

Fenerbahçe’yi sadece Fenerbahçeliler tutar ve destekler, diğerleri de Fenerbahçe başarılı olmasın diye birleşir.

Olabilir. Şiddete başvurulmasın proplem yok.

Çok uzağa gitmeden bir cümle: “2011 yılında Fenerbahçe’ye operasyon yapılmamış olsaydı, Fenerbahçe diğer takımlarla arayı çok açacaktı.

Ben demiyorum. Dönemin FETÖ’ya yakın ismi Galatasaraylı gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı diyor.

Daha benzer birçok ifadeler var.

2011 yılında FETÖ’nün futbolumuza ektiği fitne tohumları belli ki filizlenmiş.

Fenerbahçe taraftarı dayak yiyecek ses çıkarılmayacak.

Futbolcuların otobüsüne kurşun sıkılacak görülmeyecek.

Göz göre göre hakkı gasp edilecek kimse konuşmayacak çıkarılmayacak.

Başkanı saldırıya uğrayacak ama, fakat, lakin diye başlayan cümleler kurulacak.

Bütün takımların taraftarlarını itham altında bırakmam istemem.

Bizim sözümüz holiganlara, ifsad çıkarmak isteyenleredir.

Ama nerede bir fanatizm varsa maalesef altında sarı – kırmızı boya çıkıyor. Bazen aktör, bazen de kuklacı olarak.

Fenerbahçe şampiyon olmasında…”

Bakın beyler!

Bu lig böyle kargaşa, kavga ile bitmez!

Sonra hep birlikte üzülürüz!

Temenni etmem ama Fenerbahçe arayı açtıkça saldırılar artacak.

Ne demek yahu saha girip Fenerbahçeli futbolcuları bıçakla, sopayla kovalamak?

Ne demek biletli Fenerbahçeli taraftarları stada almamak?

Ne demek başkanına saldırmak?

Efenim neymiş?

Fenerbahçeliler deplasmanda galip gelince futbolcular sevinmeyecekmiş.

Dayak, cop, biber gazı yiyen taraftarlara başkanı/yöneticisi sahip çıkmayacakmış.

Medya haber yapmayacakmış.

Yuh olsun böyle oyunun kirli oyuncularına!

Kimsenin bizi dünyaya rezil etmeye, Türk futbolunu kendi emellerine alet edip, küçük düşürmeye hakkı yoktur.
***

Sayın Ali Koç ise siyaseti yön verme alışkanlığından ve yüklendiği Saraçhane misyonundan beri olmalı.

***

TFF’ nin ivedilikle yapması gereken açıklama, Göztepe – Fenerbahçe maçında ne kadar diğer takım tarafları olduğudur.

Bakalım olayların ateşini hangi mensubiyetler  çıkarmış.

SAYIN CUMHURBAŞKANI KONUYUA EL ATMALI

Futbolun bütün dinamiklerini bilen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, bu üzücü olayların daha fazla boyu uzamadan, futbolun bileşenlerini toplayarak dikkatlerini çekmeli.

Kulüplerin ağzına bakmayacak, gerektiğinde yumruğunu masaya vurabilecek, kulüp başkanlarının fevkinde olan bir isim TFF’nin başına  getirilmeli.
Adil karar verip uygulayabilecek, tarafsız ve bağımsız olacak, kulüplerin oyuncağı olmayacak, kulüp başkanlarının fevkinde, ağırlığı olan bir isim.
Yöneticiler olabildiğince eski futbolculardan ve uzman bir kadrodan oluşmalı.

Futbolun paydaşlarının ittifak edeceği marka bir kimlik.

(Rahmetli Hasan Doğan gibi)

Birden fazla sorunla uğraşan ülkemizin futbolu hiç iyiye gitmiyor.

Türk futbolunu yönetmek kulüp başkanlığı fanatizmi ile olmaz.

Türk futbolu kaotik ortama doğru yol alıyor.

NOT: Fenerbahçe başkanı Ali Koç’a saldıran Göztepeli yönetici Fatih Özkan‘ın daha önce olaylı Göztepe-Altay maçında da çıkan olaylardan sonra, kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardımdan yargılandığı ortaya çıktı.

Stadın çevresine dahi yaklaştırılmaması gereken böyle bir kişi nasıl akreditasyon kartı alır?

Organize işler mi?

Saygılarımla.

Devamını Oku

Donald Trump seçimi görür mü; suikastte uğrayan ABD başkanıları?…

Donald Trump seçimi görür mü; suikastte uğrayan ABD başkanıları?…
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Demokrasinin beşiği Amerika…

Özgürlükler ülkesi Amerika…

Adalet ülkesi Amerika…

Fırsatlar ülkesi Amerika…

Öyle mi?…

SEÇİMLER DİZAYN EDİLDİ

ABD’de 60. başkanlık seçimleri 5 Kasım 2024’te yapılacak.

Seçilen aday 4 yıl süreyle ülkeyi/dünyayı yönetecek.

Hangi ülke devlet, hangi ülke terörist; hangi ülkenin kredi libilitesi ne kadar karar verecek(!)

Nerede hangi karışıklığı yapıp, iç savaş çıkararak, ülkeleri kimler yönetecek, özellikle İslam coğrafyasındaki yeni yönetimleri (kapı kullarını) belirleyecek!

Var ya o İslam ülkelerin bilmen ne asil (!) aileleri.

Dünyaya adalet dağıtacak öyle mi?

Daha önce dağıttığı gibi.

Dünyanı her yerinde ABD kaynaklı kan var, göz yaşı var, zulüm var, sömürü var, açlık var, sefalet var!

Bu Amerika mı dünyaya huzur, barış, adalet getirecek?

Tek bildikleri kan emmek/sömürmek olan.

ABD müesses nizamı (kurulu düzen), siz derin devlet anlayın bir hafta da başkanlık seçimlerini dizayn etti.

Ayar çekti, adaylara diz çöktürdü.

Başka bir anlamla yeni başkanı tayin etti.

13 Temmuz’da Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın kafası hedef alınarak suikast yapıldı.

Ölmeyince hemen iki gün sonra başka bir operasyon daha yapıldı ve azılı Trump düşmanı, (aslında demokrat olan) siyonist bir İsrail hayranı vede destekçisi 39 yaşındaki Ohio senatörü JD Vance’i Trump’a dayattı.

Kafası hedef alınan Trump, gönülsüzde olsa kabullendi.

ABD müesses nizamını hedefine tam ulaşamamıştı.

Demokratlara da operasyon gerekliydi ve yapıldı.

Önce Joe Biden’ın kovid olduğu açıklandı, ardından gün yüzü dahi göstermeden adaylıktan çekildiği ilan edildi.

Uzmanlar adaylıktan çekildiğine dair kararın altındaki imzanın taklidi imza olduğunu iddia ettiler.

Son adım yine İsrail destekçisi başkan yardımcısı psikolojik vaka (Ortada hiçbir neden yokken kahkaha atması ile ünlü) Kamala Harris’i Demokratların yeni adayı olarak dayattı.

Kamala Harris, Hindistan-Jamaika kökenli bir melez. Eşi Yahudi Douglas Craig Emhoff.

Bitti mi? Bitmedi.

Katliamcı, soykırımcı, işgalci, katil terör devleti başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD’ye davet edildi.

Vicdan sahibi tüm Amerikalıların tepkilerine, protestolarına rağmen ABD kongresin de konuşturuldu.

ABD’li senatörler, Netanyahu’yu önlerini ilikleyerek ayakta alkışladı.

Devam ediyor…

Trump, Netanyahu ile görüştürüldü.

Trump, İsrail’e tam desteğini açıkladı.

Mesaj: BÜYÜK İSRAİL VAR GÜCÜYLE KÜÇÜK İSRAİL’İN TAM DESTEKÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEK! KATLETMEYE DEVAM!

Başkan kim seçilirse seçilsin.

Amerika’da demokrasi var ha!

Filistin Gazze lehine gösteri yapan akademisyenler bile ters kelepçe ile dövülerek karakola götürülmedi mi?

Amerika’da özgürlükler ülkesi ha!

Heykel dikmekle özgür olunmuyor.

Son perde İsrail’in 1967 yalında Suriye’den gasp ettiği Golan Tepeleri’nde açıldı.

Genelde İsrail vatandaşı Dürzilerin yaşadığı (Farklı mezhep ve anlayışta olan Arap kökenli müslümanlar) bölge füzelerle vuruldu.
İsrail yeni savaş planını sinsice hayata geçirmek için tıpkı 7 Ekim’de olduğu gibi bir oyun daha oynadı ve sıcağı sıcağına Golan Tepelerini Lübnan Hizbullahı’nın vurduğu açıkladı.

Hizbullah yalanladı. “Biz yapmadık.”

Plan belli önce kendini vur, sonra hedefine saldır!

Yeni hedef savaşı tüm Ortadoğu’ya yaymak.

Nihayi hedef mi? Elbette Türkiye!

Yıllardır bu kadar PKK/YPG’lileri boşuna mı besliyorlar.

Aksini iddia eden ya aptal ya da Siyonist kafalı batı hayranıdır.

Bütün bunlar neden mi yapılıyor?

Bir… Siyonist Yahudilerin Arz-ı Mev’ud hayali. (Ortadoğu’ya tamamen hakim olmak)

İki… Amerika’da çıkabilecek iç karışıklığın önüne geçmek, süreci uzatarak gözdağı vermek.

AMERİKA’YI KİM YÖNETİYOR?

Pentagon, ABD’nin genel kurmayıdır.

Centcom, ABD’nin merkez kuvvetler komutanlığıdır.

CIA, ABD’nin istihbarat teşkilatıdır.

Bu üç silahlı yapıda siyonizm kontrolündedir.

Birde gayri resmî olarak ‘Black Water’ diye bilinen kirli operasyonlar yaptırdıkları paralı asker grubu var.

Dünya bilir ki, bu üç silahlı kuruluşun onayı olmadan Birleşik Devletler Başkanı nefes dahi almaz!

Almak isterse mi?

Anlatalım…

ÖLDÜRÜLEN AMERİKAN BAŞKANLARI

– Başkan Abraham Lincoln, 14 Nisan 1865’te eşi Mary Todd Lincoln ile Washington’da tiyatro da suikast yapıldı.

Lincoln hayatını kaybetti.

İlk öldürülen ABD başkanı oldu.

– İkinci suikast 1881’de Başkan James Garfield’e yapıldı.

Başkan Garfield’e başkanlığının 4. ayında suikast uğradı.

Washington’daki saldırıda ağır yaralanan Garfield, suikasttan 79 gün sonra 19 Eylül 1881’de öldü.

– Üçüncü suikast 6 Eylül 1901’de Başkan William McKinley‘e yapıldı.

McKinley, New York’ta düzenlenen fuar sırasında bir saldırgan tarafından vuruldu.

Ağır yaralanan McKinley, saldırının ardından 14 Eylül 1901’de öldü.

– Başkanı John F. Kennedy‘ye 1963 yılında bir tören geçişi sırasında arabanı içinde eşi Jacqueline Kennedy birlikte halkı selamlarken vurularak öldürüldü.

Kennedy ailesinden ne kadar siyasetçi varsa tamamı  bir şekilde suikastla ortadan kaldırıldı.

SUİKASTLERDEN YARALI KURTULAN BAŞKANLAR

– Başkan Andrew Jackson 30 Ocak 1835’te işsiz olduğu açıklanan bir kişi tarafından, ABD Kongre Binası’nın merdivenlerinde yakın mesafeden vurulmak istendi.

Suikastte kullanılan silahlar ateş almayınca Jackson, suikastten yara almadan kurtuldu,

– Başkan Franklin Roosevelt de 15 Şubat 1933’te Miami’de silahlı saldırıya uğradı. Roosevelt, saldırıda yaralı olarak kurtuldu.

– Başkan Harry Truman’a 1 Kasım 1950 yılında 2 kişi tarafından suikast girişiminde bulunuldu.

Saldırganların ikisi de güvenlik güçlerince yakalandı.

– Başkan Gerald Ford’a 5 Eylül 1975 yılında suikast girişiminde bulunuldu.

Ford, aynı yıl birkaç hafta içinde iki suikast girişimine maruz kalırken bunları yara almadan atlattı.

– Başkan Ronald Reagan, 1981 yılında saldırı sonucunda yaralı kurtuldu.

-2005 yılında Gürcistan ziyaret eden George W. Bush’a el bombalı suikast girişiminde bulunuldu.

Atılan el bombası patlamadı.

-Görevde olmayan başkanlar arasında ilk ve tek suikast girişimi eski Başkan yeniden aday Donald Trump’a yapıldı.
Pennsylvania’daki mitinginde konuştuğu sırada kürsüde silahlı saldırıda yaralı olarak kurtuldu.

Haaa! Birde Başkan George W. Bush‘a kana buladıkları Irak’a 2008 yılındaki ziyareti sırasında, Iraklı gazeteci Muntazar ez-Zeydi’nin konuşma yaptığı esnada Bush’a fırlattığı ayakkabısı var.

O saldırı Irak’ta Saddam Hüseyin’ den sonra ortada kalan faili belli tek erkeğin kahramanlık hikayesidir!

AMERİKA İÇ SAVAŞ YAŞAR MI?

1776’ yılında yerli halk Kızıldereli katliamı yapılarak 50 ayrı özek bölgeye özerk yapı verilerek  kurulan ABD’nin 10 başkanına görevi başında suikast yapılmış, 4 öldürülmüştür.

Failler mi? Hiçbir zaman gerçek failler ortaya çıkarılmadı/çıkarılmayacak.

Hep kukla gösterildi.

Bir de Federal Rezerv Bankası (FED)  denen bir merkez bankaları var.

Dünyadaki en büyük sermaye sahibi 5 Yahudi Siyonist aile Amerika’nın ve dünyanın ekonomisini bu banka ve karşılıksız bastıkları kağıt (dolar) üzerinden sömürür, kanını emerler.

Olay bu kadar net ve anlaşılır.

TRUMP SEÇİMLERE SAĞ OLARAK KATILABİLİR Mİ?

Şimdi buradan hareketle Donald Trump, 5 Kasım’ı görür mü bilemiyoruz?

Terbiye ettiklerine kanaat getirmezmişlerse çok zor!

50 ayrı küçük devletten oluşan yaklaşık 334 milyon nüfuslu Birleşik Devletlerin parçalanıp, bölüneceğini ve daha öncede yaşadıkları bir iç savaş sürecine gireceğini stratejistlerin etkin görüşü.

Savaşa, insanların ölmesine, zulüm ve adaletsizliklerin yaşanmasına son derece karşı olan bir garip olarak ifade edeyim ki; umarım ABD bir karışıklık yaşar ve paramparça olur.

Parça parça ettikleri ülkeler gibi.

Ve ülkemiz insanlarının hücum ederek kasalarca biriktirdikleri hatta taptıkları dolar denen o kağıtlar, dilerim  tuvalet kağıtları olur.

Yüce mevladan niyazımdır!

Son nefesimi vermeden ABD’nin dağılıp/paramparça olduğuna şahitlik etmek… İnşallah!

Fırsatlar ülkesi Amerika diye övgüler yağdıranlar için şunuda ilave edeyim; Amerika nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si 60 milyon insan) evsiz yaşıyor ve aş evlerinden besleniyor.

Bize gösterilene değil birde madalyonun öbür yüzüne bakılmalı.

Amerika emperyalist, kapitalist, acımasız bir rejim.

Bizim ülke gibi sosyal devlet değil.

Özel sağlık sigortanız yoksa hastane kapısında çırpına çırpına ölseniz kimse yüzünüze bakmaz.

Al sana insan hakları!

2023 yılında 1.247 kişi polisler tarafından öldürülmüş.

Al sana güvenlik!

Eyyy Amerikancılar! Fazla sallamayan, aklınızı başınıza alın!

Fırsatlar ülkesi, demokrasinin beşiğinin bütün makyajları tek tek dökülüyor.

İnşallah yakın zamanda hepsi sökülecekte.

Saygılarımla.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.