DOLAR 19,1196 0.01%
EURO 20,7362 -0.05%
ALTIN 1.206,89-0,51
BITCOIN 5281071,85%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X Qries Qries
Bize neler oldu?

Bize neler oldu?

ABONE OL
Mart 16, 2023 16:31
Bize neler oldu?
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugünkü makalemizde sizleri 5 yıl geriye götürmek istiyorum.

2018 yılında kaleme aldığım bir yazımı sizlere yeniden paylaşmak istiyorum.

Üzülerek kaleme aldığım yazı maalesef artık bizim gerçeklerimiz oldu.

Bize birşeyler oldu.

Fabrika ayarlarımız bozuldu.

Dilerim akibetimiz hayır olur.

Ehliyeti, liyakatı, yetişmişi, emektarı, tecrübeyi, bilgiyi, birikimi, vefayı, sadakati, samimiyeti bir kalemde silip atmakta bir mahsur görmedik.

Yeni yol arkadaşları bulduk.

Hırslarımızın etkisi altında mahsur kaldık.

Ne geçmişten ders aldık, ne geleceğe olumlu baktık.

Günlük kalkar, günlük yaşar keyif çatar olduk.

Gemisini kurtaran kaptan. 

Gerisi ırgattan.

Mevki ve makamlarda bulunanlar pür-ü pak.

Koltuk sahibi değilsen, helede ganimetten (!) pay alamamışsan, yoksa yeterli akçen karşılığın; bereciksiz, işe yaramaz, kafası çalışmaz, gereksiz insan!…

Dava deyince hak yoldan Allah (cc) yolundan başka yol bilmeyenler şimdi kendilerine yeni yollar buldular

Zifiri karanlık bir yol.

Ehl-i dünya yolu, şeytanın tuzaklarıyla dolu.

“Nefse ağır gelenden hayır var.” derdik, şimdi nefsin heva ve heveslerinin peşinden yarışır olduk.

En büyük cihadı nefisle olanı bilirdik,

yolumuzu şaşırdık, imtihanı kaybettik

“Veren el, alan el den üstün” dü.

Unuttuk!

Yetimin başını okşamak cennet kapısıydı.

Kapıyı sonuna kadar kapattık.

Ümmetin derdiyle dertlenmek, fakir sofraları en uğrak yerimizdi.

Beş yıldızlı sofralara kurban ettik.

Dünya mazlumlarının umut bağladığı asil milletin evlatlarıydık, komşusu açken uyumak bize haramdı…

Efendimiz (sav) kuru hasırlarda uyumuştu…

Günlerce aç, susuz kalmıştı…

Rehberimiz, yaşamın alamıydı.

Zengin, fakir ayrımı yapmazdık. 

Helali, haramdan ayırırdık.

“Ne olacak bu ümmetin hali?” diye uykularımız kaçar, gözyaşları dökerdik.

Şimdi havalı yataklarımız, kuş tüyü yastıklarımız var.

Gözyaşlarımız nemalı sevinçlerden akar.

İmam – Hatip okulları – Kur’an kursları  açmak için sırtımızda taş taşır öf bile demezdik.

Örnek olduk ve İmam-hatipleri ve Kur’an kurslarını çocuklarımızla doldurduk.

Çocuklarımız, “imanlı – ihlaslı olsun”   derdik. 

Milletin malını beytülmal bilip şüpheli olan her şeyden kaçardık.

Örnek yaşardık.

Şimdi ganimet peşinde koşar olduk.

Köşeyi dönmek uğruna haramı helalden sayar olduk.

Çocuklarımızı Avrupa’ da -Amerika’ da okutmak için birbirimizin ayağına basar olduk.

Önemli olan mevki – makam, şan – şöhret bol akçe kazanmak değildi.

Tek kazanç; Allah (cc) rızasıydı.

Yurt dışı deyince aklımıza sadece Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere ve kutsal topraklar gelirdi.

Şimdi batı ülkelerini düzayak ettik.

Batının ne çağdaş (!) ne modern (!) olduğunu keşfettik. (!)

Sözde seçkinlerden olduk.

Gözümüz haramdan uzak dursun diye, başımızı yere eğer gezerdik.

Kazancımızın helal olmasına aşırı dikkat eder; kazançlarımızın zekatını, hayırlarımızı dava yoluna infak ederdik.

Hayırda yarışır, şerden koşarak uzaklaşırdık.

Namaz kılıp sıhhat bulur, “ne bir nefes fazla, ne bir nefes eksik.” der kaderimize selam dururduk.

Kadere imandı düsturumuz.

Şimdi spor salonlarında, sağlıklı yaşam merkezilerinde uzun yaşama metodlarıyla ömür çürütür olduk.

Çok yemek haramdı, bu göbekte nereden peydahlandı?

Nerede bir garip varsa önce biz kucaklardık.

Gönül kırmaz, gönlü kırıkların yoldaşı olurduk.

Garip – gurebanın sofrasında aşı olurduk.

“Hızır gibi yetiştiniz!” deyip göz yaşlarına boğulurduk.

Şimdi engin denizlere yelken açar, keyifle caka satar olduk.

Rezidans, villa katlarında, lüks araçlarda millete bakar olduk.

Fakir sofralarını çoktan unuttuk.

Birden fazla kıyafeti israf sayar, bir günlük katıktan fazlasına haram derdik.

Şimdi çeşit çeşit yemekleri beğenmez olduk.

Gardroplarımız doldu taştı, eskisini bile saklar olduk.

“Rızkı veren Allah (cc)” der vicdanı rahat yatardık.

Yastığa başımızı koyduğumuzda uyurduk.

Şimdi hesap makinalarıyla yatar, yorgana tekme atar olduk.

Sahabe (ra) büyüklerimiz hayatlarını örnek alır, sünnet-i seniyyeyi kılavuz kılardık. 

Kur’anı Kerim’in hükümlerinden gram sapmazdık.

Şimdi NTL toplantılarında kariyer arar olduk.

Birbirimize saygıda kusur etmez, büyüklerimize saygıyı görev sayardık.

Kimsenin kürküne bakmaz, kalplerini esas alırdık. 

Üstünlük takvadaydı.

Şimdi cüzdanlara – kasalara bakar olduk.

Ahireti kazanacaktık.

Yolumuzdan saptık ve kaybolduk.

Ne aradığımızı bulduk, nede bulduğumuzla doyduk!

Üç günlüktü dünya idi dünyanın malı dünya da kalacaktı.

Unuttuk!

Yakın akrabaya, komşuya bakmak farzdı.

Ayeti – Sünneti her kutsalı işimize uydurduk.

Hep evimizi, kasamızı doldurduk. 

Ekmek parası diye kendimizi kandırdık.

Katlarımız, yatlarımız oldu.

Dünyalığı kazandık, ahiretimizi kaybettik!

Dün zeytin – ekmek yediklerimizi hatırlamaz, tanımaz olduk.

Karşıdan bakıp, burun kıvırdık.

Ümmetin çocuklarını kurtarmak esas görevdi, hepimiz kardeştik.

Aklımız karıştı, manevi her şeyi unuttuk.

Kendi çocuklarımız – damatlarımızın istikbaline koyulduk.

Cem olduk, cemaat şuurunu unuttuk.

Müslüman – gayri müslim birlikte yaşarken, camilerde kavgaya tutuştuk.

Yüksek katlı binalarda bizar olurduk.

“İslama uygun değil.” diye dem vururduk. Komşuluk hukukunu bozuyordu.

Şimdi dereyi – tepeyi, dağı – taşı  rezidanslarla doldurduk.

Vicdanımıza gem vurduk.

Yükseldikçe kurduk, kudurdukça özümüzden olduk!

Hep heybeyi doldurduk.

Ahireti unuttuk!

Galiba ölümsüzlüğü de bulduk.”

Bize bir nazar oldu, cumamız pazar oldu.

Ne olduysa hep bize azar azar oldu

Saygılarımla.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.