DOLAR 34,7999 0.27%
EURO 36,8294 -0.07%
ALTIN 2.942,590,29
BITCOIN 34741640,13%
İstanbul
11°

PARÇALI BULUTLU

02:00

YATSI'YA KALAN SÜRE

Küresel işgal kapıya dayandı

Küresel işgal kapıya dayandı

ABONE OL
Temmuz 15, 2024 18:35
Küresel işgal kapıya dayandı
1

BEĞENDİM

ABONE OL

KÜRESEL İŞGAL!

TÜRKİYE’DE NELER OLUYOR?

YENİ DÜNYA DÜZENİ,

TEK DÜNYA DEVLETİ!

Türkiye’de yabancılara gerek şirket devirleri alarak şirketler üzerinden gerekse vatandaşlık almak üzere şahıslar üzerinden toprak satışının ne kadar tehlikeli ve onarılmaz hatalara gebe olması ve ders çıkarılması bakımından İsrail’in kuruluşu örnektir.

Osmanlı, Polonya yahudisi İstanbul Üniversitesi mezunu hukukçu Davit Ben-Gurion Filistin’de Kibbutz/elbirliği (kooperatif) kurarak ilk toprak alımını yapmıştır.

Kaldı ki aldıkları toprak Filistin’in yüzde yarımını bile kapsamamasına rağmen kooperatif üzerinden yapıyor ve İsrail Devleti’nin kuruluşunu gerçekleştiriyor.

Pakistan’ın, Hindistan’dan ayrılması ve devlet olması sürecinde Pakistan’ın kurucusu Hindistan’la müzakereler sırasında kendisine yapılan hiçbir teklifi kabul etmiyor ve “Bize tek ayağımı koyacağım kadar bir mendil parçası kadar toprak verin” diyor.

Toprak dediğimiz şey öyle bir şeydir.

Vatandır vatan parçasıdır!

Polonya yahudilerinin hedef ve faaliyet alanları stratejik alanlarda devam etmiştir.

Onun için sıklıkla kim kimdir bakmalıyız diye uyarıyorum.

BİZDEN GÖRÜNEN AJANLAR

Ayrıca geçtiğimiz günlerde dünyada kendilerini en iyi saklayan Pakraduni’leri yazdım kendilerini gizlemek için cuma namazı kıldıklarını, hacca gittiklerini, çocuklarını Kur’an kurslarına gönderebildiklerini ve dünyadaki Pakradunilerin çoğunun Türkiye’de yaşadığını Profesör Abraham Galanti‘nin yazdıklarından aktarmıştım.

Osmanlı Yahudisi Moiz Kohen yani Munis Tekinalp kimdir?

Munis Tekinalp, 1883’de Selanik’te doğmuş, Osmanlı Yahudilerindendir. Türkçülüğün öncülerindendir. Feylesof gazeteci yazardır.

Türkiye böyle bir yer.

Türke önderlik bir Yahudi’ye kalmış!

Türkçemiz ise Ermeni dil bilimci Agop Dilaçar’a kalmıştır!

O sebeple olsa gerek dilimizin başına gelmeyen kalmamış, on yıl önce yayınlanan bir kitabı okuyamaz anlayamaz hale gelmişiz.

Türkçülük, milli duyguların muhafazası, milli şuurun geliştirilmesi yerine uzun yıllar ırkçılık zeminine çekilmiştir.

Oysa Türkler müslümandır ve hiçbir müslüman ırkçı olamaz olmamalıdır.

Şeyh Abdullah, Kabe imamlığı da yapmış olan bu İngiliz ajanı John Phillby ayrıca Wersailler Anlaşmasını da yapma maharetini göstermiş.

Thomas Edward Lawrence’i bilmeyenimiz yoktur.

Bu İngiliz ajanı da Diyarbakır merkez camisinde şeyh/imam olarak vaazlar vermiş, namaz kıldırmıştır.

Bu ajan işine o kadar sardırmıştır ki gece namazlarını dahi ihmal etmediği bilinmektedir.

Osmanlı Devleti Aliye’ye karşı düzenlenen Arap ayaklanmasını (1916 – 1918) organize eden en önemli figür olması  ile de tanımaktayız.

Müslüman görünümlü ajanları çok bilinir olmaları sebebi ile sadece misal olarak yazdım.

Yoksa bildiğiniz gibi İsrail’de İlahiyat Fakültesi’nde İslam alimi yetiştirilmektedir.

Bunlara gerek Arapça, gerek Türkçe ve hangi ülkede şeyh alim olacaklarsa o ülkenin dilini öğretiyorlar.

Halimiz bu!

İngiliz ajanı Kabe imamlığı yapabiliyor!

Bir başka İngiliz ajanı Diyarbakır’da şeyhlik imamlık yapabiliyor!

Kim kimdir diye sorgulamadığımız sürece bize millet olarak bu zokayı daha çok yuttururlar.

Böyle giderse daha çok ajanların peşinde namaz kılar şeyh olarak kabul ederiz.

Kürt Alevisiyiz” diyerek Ermeni hainler PKK ve türevleri ile ülkemizi terör girdabına sokarlar.

Birtakım kriptolar Atatürkçüyüz/aydınız diyerek, Atatürk’ün arkasına saklanarak milletin değerlerine inancına saldırırlar.

Din kisvesi ile tarikat ve cemaatlerin arasına sızarak “hurafeleri” din olarak zihinlere kazırlar.

Hasılı kelam her alana nüfuz ederler.

Bu kriptoların bazıları dindar, bazıları milliyetçi, bazıları solcu kisvesi ile toplumu ifsat ederler.

Bazıları ise siyaset sahnesinde en önde arz’ı endam ederler.

İşin garibi bizde siyaset/particilik o kadar taraftarlık bağı ile bağlanılmıştır ki asla kendi partisinde olanların sorgulanmasına tahammül göstermezler.

Böyle olunca da bu gibi kriptolar bulundukları siyasi yapıda at koştururlar.

Onun için önümüzdeki süreçte Türkiye’de çok önemli yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Bu yasal düzenlemeleri kim ne için,  kimin için kimin işine yarar sorgulamamız ve ülkemizde doğuracağı sonuçları dikkate almamız, müteyakkız olmamız gerekmektedir.

YENİ ANAYASA

Yapılmak istenen düzenlemeleri ana hatları ile şöyle sıralayabiliriz;

Yeni Anayasa Çalışması (hangi maddeler düzenlenecek. Anayasanın 3. Maddesi “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.” düzenlemenin, değiştirileceklerin içinde var mı?

Şayet düzenleme içinde varsa asla 3. Maddenin iptali ya da değiştirilmesine rıza göstermemeliyiz!

İklim Kanunu (çevreyi kirlettiği gerekçesi ile vergilendirme/yasaklama)

Karbon Ayak İzi (yediğiniz içtiğiniz ürünler havayı kirletiyor mu!?

Ekimi yasaklanacak, ona göre vergilendireceksiniz)

Paris iklim anlaşmaları dünyayı kirletenler tarafından imzalanmamıştır.

ABD bu anlaşmadan çekilmiştir.

Buğdayı, pirinci, hayvancılığı yasaklayarak dünya daha yaşanır bir yer olmaz.

Olsa olsa yapay gıdaların dayatıldığı YAPAY DÜNYA olur.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Anlaşması (sağlık alanında alınacak kararlar küresel sistemin insiyatifine bırakılması)

Rezerv Alan (Mülkiyetsizlik/ Komünist Çin ve Rusya’da olduğu gibi vatandaşlar her alanda kiracı)

Sosyal Kredi Sistemi (küresel kurallara uymanız yada uymamanıza göre puanlama)

Dijital Para ve Nakitsiz Toplum (kontrol altına alınmış müsaade ettikleri kadarı müsaade ettikleri yere harcanabilen sanal para)

İMF ve Dünya Bankası ile ilişkiler sonucunda faiz ve borç sarmalı ile finansal işgale devam!

Gerek yeni anayasa çalışmalarında,  gerekse yönetmeliklerle yapılacak düzenlemelere önümüze konulan ve küresel siyonist merkezler tarafından planlanan “Tek Dünya Devleti” şeytani projesinin hayata geçirilebilmesi için, bu maddelerle ilgili düzenlemelerin önerdikleri gibi yapılması ve uygulanması küresel siyonist emperyalistler için şarttır.

Küresel siyonist merkezler bu düzenlemeler için 2030 yılına kadar tamamlanmasını hedef olarak belirlemişlerdir.

Zaman zaman siyasetçilerimizden Küresel Yeni Dünya Düzeni” vurgusu yaptıklarını duymaktayız. Önümüze konulan bu düzenlemeler küresel siyonizm merkezlidir.

Küreselci siyonistlerin kurmak istedikleri “Tek Dünya Devleti”nin yani köle düzeninin kurulmasına bırakın hizmet etmeyi müsaade edemeyiz.

Yeni Adil Dünyayı biz kurmalıyız.

ABD ve küresel siyonist  işbirlikçilerine hizmet edecek, onların önerileri ile yapılacak hiçbir uygulamanın önü açılmamalı ve ister iktidar ister muhalefete mensup olun buna asla müsaade etmemeliyiz.

Etmeyeceğiz!

Vesselam.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP