Türkiye toplumu olarak seçimleri seviyoruz.
Toplumun yediden yetmişe her kesimi seçimlere dair mutlaka bir fikir beyanında bulunur.
Her platformun konusu, her tartışmanın merkezidir seçimler. Dünyanın başka bir yerinde bizim toplum kadar politize olmuş başka bir toplum yoktur sanırım.
Bir seçim biter hemen ertesi gün bir sonraki seçim konuşulmaya başlar.
Yine bir seçimin arifesindeyiz.
Mart 2024’te ülkemiz yerel yöneticilerini seçmek üzere sandıklara gidecek.
Yerel seçimler hizmet kavramı ile doğrudan bağlantılıdır.
Yerel seçimlerde ana fikir hizmettir. Her il, ilçe, köy, mahalle seçmeni kendisine sunulacak hizmeti görmek ister.
Bunun için büyük beklentiler oluşturur.
Son yıllarda beklentilere bir de demografik yapı perspektifi eklendi. Ancak bu bizde kıyasıya bölgesel bir yarışa dönüştü.
Daha da ilerisi toplumun ayrışmasına doğru evrilen bir hal almaya başladı.
Kast ettiğim şey, “hemşehricilik” adı altında oluşmaya başlayan ötekileştirme tehlikesi.
Bunu da not olarak yazıktan sonra tekrar seçimlere dönelim.
Siz hizmete aşık, kendinden ve etrafındakilerden daha çok, milleti düşünen, düşünebilen adaylar gösterdiğinizde toplumda kabul görürsünüz.
Yoksa bin bir türlü sebeple seçim kaybolur gider. Yerel seçimlerde partilerden daha çok kişiler ön plandadır.
Toplum hizmet edecek, hizmeti getirebilecek, bu işe gönül verenleri tercih eder.
Toplum, kamuda iş yürütebilecek lokomotif kişiler tercih edecek, devlet millet kaynaşması ile hizmetin her türlüsü hızlı bir şekilde vatandaşa ulaştırabilecek adayları tercih edecektir.
Bireyin kendinden biri olarak, görebileceği, ulaşabileceği, kendi dili, aksanı, tavrı ile sıcak ve samimi iletişim kurabileceği adaylar her parti için asgari zorunluluk haline gelmiştir.
Değişen her şey gibi bireylerin tercihleri de değişti. Geçmişteki güçlü ideolojik bağlar artık hiçbir siyasi parti için yok.
Seçmen tavrının değişimini son seçimlerde gördük.
Bu seçimde de bu değişim fazlasıyla görülecektir.
Değişen seçmen profilinde seçmen artık istediğinde parmak sallıyor, istediğinde kulak çekiyor.
Siyasi partilere düşen, seçmen tavrını doğru okumak ve ona göre pozisyon almaktır.
Kimi aday yapalım? değil, kiminle kazanırız? Sorusuna cevap arayanlar seçimin galibi olacaktır.
Toplumun ve siyasilerin sosyo-ekonomik durumları son yılların tartışma konusu.
Bu konunun dikkatlice okunması, ekonomik daralmanın göz önünde bulundurulması, kıt kaynaklarla geçimini sağlayan bireylerin halet-i ruhiyeleri dikkate alınarak seçim propagandası yapılmalıdır.
Siyasi partilerin karar vericileri son tahlilde seçmen tavrını dikkate alarak hem toplumun hem de kendilerinin başarılarını sağlayabilirler.
Millet kendisinin önemsendiğini hissetmek ister.
Dikkate alındığını görmek ister.
Milleti önemseyin!
Milleti dikkate alın!
Sonradan gelen ahlar ve vahlar beş yıl sürüyor.
Vesselam.
SPOR
08 Eylül 2024GÜNDEM
08 Eylül 2024GÜNDEM
08 Eylül 2024GÜNDEM
08 Eylül 2024UNCATEGORİZED
08 Eylül 2024EKONOMİ
08 Eylül 2024GENEL
08 Eylül 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.