Zor zamanlardan geçiyoruz.
İnsanlık tarihinin en acımasız, en vahşi, en kara günlerini yaşıyoruz.
Adına modern çağ dedikleri bu zamanlarda insan olarak sorumluluklarımız ağır.
İçinde zerre vicdanı olan her bir insanın bu çağda gözümüzün önünde vuku bulan vahşete, soykırıma, katliama sessiz kalması mümkün değil.
O yüzden işimiz zor, yükümüz ağır. Sol yanımız hep acı içinde, hep ağır yüklü.
Bütün bir dünya “bir avuç” dedikleri Gazze’de aylardır işlenen insanlık suçunun yükü altında eziliyor.
O bir avuç dedikleri inanmış insanlar Allah’ın ”nice küçük topluluklar büyük topluluklara galip gelmişlerdir.” Ayeti ile bütün dünyaya meydan okuyor.
Tarih, her dönem hilal ile haç mücadelesine şahitlik eder.
Belli ki, bu çağın hilal haç mücadelesi de dünyanın desteğini arkasına alarak coğrafyayı vahşeti ile kan gölüne çeviren, bebekleri, yaşlıları, kadınları, acımasızca katleden İsrail’in devlet politikası ile yürütülüyor.
Ama yine tarih bize bu mücadelede inanmış ve adanmış “bir avuç” insanın neler yapabildiğini de gösteriyor.
Vahşetin en acımasız yüzünü gördüğümüz bu çağda farklı bir şeyler de oluyor.
Devlet politikası olarak İsrail’in vahşetine ortak olan ülkelerin vatandaşları kitlesel gösterilerle, eylemlerle bu vahşetin insanlık suçu olduğunu haykırıyor.
Bu hassasiyet insanlık adına umut verici bir durum olarak yine tarih sayfalarına yazılıyor.
Hali ile “bir avuç” dedikleri artık bir avuç değil ve bir çığ gibi akıp geliyor.
Mazlum coğrafyaların gür sesi olarak Türkiye’de ise eylemsel hareketlilik bir hayli zayıf kalıyor.
Nerede bir insanlık suçu işlense, bir vahşet, bir katliam, bir soykırım, olsa en yüksek hareketliliğin yaşandığı Türkiye, evet sessiz kalmadı.
Uluslararası platformlardan Devlet Başkanı sıfatı ile Cumhurbaşkanımızın gür sesi ile dünyaya meydan okumasını da tarih yazdı.
Ama biz, o bir avuç inanmış insan dünyaya meydan okurken izliyoruz sadece.
Bizim Türkiye olarak her gün her an meydanlarımızın dolup taşması gerek.
Her an Gazze, Filistin, Kudüs demeli dilimiz.
Her ne yaparsak yapalım yeter ki bir Filistin duruşumuz, bir Gazze duruşumuz, bir Kudüs duruşumuz olsun.
Hiç gündemden düşmesin Filistin. Bütün konuşmaların ilk cümlesi Gazze’ye selam olsun mesela.
Çünkü eğer sadece izlersek, masumların arşı inleten “ah” ları hepimiz için “vah” lara dönüşür.
News
