Korku duvarları yıkılıyor, kartlar yeniden dağılıyor.
Şartlar eşit ve kararlar ortak.
Amerika’nın Ortadoğu’yu yeniden bölüp 22 yeni ülke ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çöktü/çökertildi.
Amerika, bölüp parçalamaya geldiği, kan revan, gözyaşı içinde bıraktığı İslam coğrafyası tarihsel kodlarına dönmek için gün sayıyor.
ABD’nin dünyanın farklı noktalarında 585 askeri üssü bulunuyor.
Bölge ülkelerinin tamamında üssü var. (Kimisi cebri, kimisi NATO)
ABD bölgede 1991 yılından bugüne yaklaşık 10 trilyon dolar sarf etmiş.
Milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, şehirler yıkılıp, yakılıp, yağmalanmış.
Yaralı sayısı birkaç çift rakamlı milyonla ifade ediliyor.
Afganistan ve Irak dahil 250 binden fazla asker bulunduran ABD, asker sayısının yarıdan fazlasını geri çekti.
Rakam tam olarak açıklanmamakla birlikte Ortadoğu’da 30-40 bin arası askeri varlığı olduğu tahmin ediliyor.
Borç batağında yüzen ABD’nin borç stokuna yıllık 1 trilyon dolar faiz yükü biniyor.
Toplam borcun 34 trilyon dolardan fazla borç olduğu bizzat yetkililerin açıklaması.
Fırsatlar ülkesi Amerika, tezatlarla boğuşan ülke durumuna geldi.
Milyonlarca insanı evsiz ve sokaklarda yaşıyor.
Ukrayna’ya ve İsrail’e artık ekonomi ayırmak istemiyor.
Amerika kamuoyu bu ülkelere gönderilen kaynakları için çok kızgın.
Yeni ABD yönetimi kendi coğrafyasına yüzünü çevirip daha yakın hedeflerde ve daha az masraf, daha fazla gelir peşinde.
Hep birlikte göreceğiz yeni hedefleri 2 milyon km.’den fazla ve bakir yeraltı zenginleri bulunan 57 bin nüfuslu haritada zor bulunan İzlanda’ya ait Grönland adası olacak.
Aşağıda Asya pasifikte yüklesen Çin’in önünü kesmek, deniz ekonomisine hükmedebilmek için Panama Kanalı, diğer tarafta Meksika ve İngiliz valiliği Kanada olacak.
Amerika gözünü uzak hedeflerin yerine yakın ve daha karlı kendi havzasını dikti.
Donald Trump şaka yapmadığını kısa zamanda göreceğiz.
Amerika ekonomik çıkış arıyor.
ABD’nin Dünya jandarmalığı dönemi zaruri olarak The End.
Yapabiliyorsa devam etsin.
Kendi sonunu hazırlamaktan öteye yol alamaz.
***
Dünya eski dünya değil.
Türkiye hiç eski Türkiye değil.
Güneşi batmayan Birleşik Krallık (İngiltere), yakın bir gelecekte güneş aramak zorunda kalabilir.
Dünya büyük gelişmelere gebe ve coğrafi, baş döndürücü siyasi dönüşümün arefesinde.
Yaşanması kuvvetle muhtemel Avrupa’ya doğru olmayacak.
Her horoz kendi mahallesinde ötecek ve sesi gür çıkacak.
En büyük değişim ve dönüşüme de Ortadoğu’da tanıklık edeceğiz.
Ortadoğu’da rol model ve lider ülke Türkiye.
Dönüşüme direnenlerin tedricen devrildiğine şahitlik edeceğiz.
Hamaset yapmıyorum.
Bölge de yaşanan ve bir anda olup biten pozitif dönüşümlere bakarak yapılan tahlil bizi böyle bir sonuca götürüyor.
***
Büyük sözü geçen devlet olmak için, yeterli toprağınız, nüfusunuz, güçlü ordunuz, yerli savunma sanayiiniz ve sürdürülebilir milli ekonomi şart.
Türkiye büyük oranda tahkimatını yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Ülke içinin reorganizasyonu tamamlanır dış müdahalelerin önünü tamamen kapatılırsa uzun sürmez küresel bir güç haline gelecek.
Görünen o ki doğru yolda ilerleniyor.
Bir taraftan iç barış, diğer taraftan komşu ülkeleri merhametle kucaklayış.
Bölge ülkeleri kardeşlik perspektifinden başka çıkış yoları olmadığını yaşayarak tecrübe etti.
Lübnan Başbakanı Sayın Necip Mikati’nin de dediği gibi, önce Allah’a, sonra Türkiye’ye güvenmekten başka yol kalmadı.
Ümmetin alt kimliklerini bir kenara bırakarak vahdeti vücut olmaları zaruridir.
Ya da küresel ağzınlara parça parça yem olmaya devam ederler.
***
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli, iç barışı, kardeşliği tahkim ederken, benzer adımları siyasetinde atmalılar.
Madem yolumuz kardeşlik;
CHP’deki vatanseverler, Deva, Gelecek, Saadet, İYİ Parti ve Yeniden Refah partileri ile koordineli hatta iç içe olunmalı.
Gerekirse hükümette bakanlık, bakan yardımcılığı kontenjanları verilmeli.
Ülkemiz yeni dönemde milli meselelerde siyasi kaygılar peşine düşmeden tek yürek ve tek millet olmalı.
Burada da en büyük görev ve sorumluluk devleti yöneten Erdoğan, Bahçeli’ye düşüyor.
Bölgesel tahkimat merkezle birlikte yürütülmeli.
***
İmralı süreci bizi nereye götürüyor?
Uzatmadan, eğip bükmeden ifade edeyim ki;
Kurulan yeni bir çözüm süreci yok.
Federasyon, Özerlik söylemleri terörünün silah bırakmasını baltalamaya yönelik beyhude gayretlendir.
Mesaj yeteri kadar sarih: Ya silahı gömecekler ya da silahla gömülecekler.
Terörle, teröristle mücadele hız kesmiş, sekteye uğramış değildir.
Akamete uğratılmazsa çıkılan yol BÜYÜK TÜRKİYE ‘nin iç ayak sesleridir.
Şimdi birlikte bakalım neticelere senaryolara;
–Abdullah Öcalan, Şubat ayında terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini güçlü bir şekilde ilan edecek.
-Öcalan, cezaevinden ev hapsine çıkarılacak. (Bugün değilse yarın)
Malumlarınız TCK’ dan daha önce idam cezası kaldırıldı.
Yerine en ağır ceza olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirildi.
36 yılını cezaevinde dolduran ve disiplin suçu işlemeyenlere TCK, 107/4 göre umut hakkı doğuyor ve şartlı salıverilmeden yararlanıyor.
(AB normlarında bu süre 25 yıl.)
–Selahattin Demirtaş, Fiğen Yüksekdağ ve birçok Dem Partili tutuklu, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilecek.
–Dem Parti terörle bağını kesecek, zamanla yerli milli bir partiye evrilecek.
–Anayasa değişikliği yapılacak.
Ülke sivil bir anayasaya kavuşacak.
-Cumhurbaşkanlığı seçimleri için dönem kısıtlaması kaldırılacak, 50+1 şartında eskiye dönüş olacak.
-Başkanlık (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) muhafaza edilecek.
-Seçim en erken 2027, en geçte zamanında yapılacak.
Ütopya diyorsanız, sabırla bekleyelim derim.
21. Yüzyıl Türkiye yüzyılı olacak.
Büyük Türkiye ile birlikte yürüyenler kazanacak.
Küresel emperyalistlerle iş tutanlar, muhteris hesaplar peşinde koşup, kasaba siyaseti yapanlar kaybedecek.
Ve her şey çok kısa zaman dilimi içinde hayata geçecek.
Ve son olarak diyorum ki: Ah hayat pahalılığı, vah emekli maaşları vah!
Saygılarımla.
SPOR
16 Şubat 2025GÜNDEM
16 Şubat 2025GÜNDEM
16 Şubat 2025GÜNDEM
16 Şubat 2025UNCATEGORİZED
16 Şubat 2025EKONOMİ
16 Şubat 2025GENEL
16 Şubat 2025