İşgal Edildik!
İnsanlık işgal altında!
Aklımız, Bedenimiz, Ruhumuz İşgal Edildi!
Ye dediklerini yiyoruz, iç dediklerini içiyoruz istediğimiz için yediğimizi içtiğimizi düşünüyoruz.
Al dediklerini alıyoruz, kendimiz özgür irademizle aldığımızı düşünüyoruz.
Kişisel gündemimiz kalmadı.
Gündemimizi belirliyorlar, ne yapacağımıza ne yapmamız gerektiğine onlar karar veriyor. Emeğinizin, çalışmanızın karşılığı bu diyorlar ‘eyvallah’ diyoruz.
Hastasınız bizim ürettiğimiz şu şu ilaçları kullanacaksınız diyorlar onu yapıyoruz.
Yapmak zorunda bırakılıyoruz.
Gündemimizi onlar belirliyor.
Gün içinde akıp giden zamanın kendi mecrasında akıp gittiğini sanıyoruz.
Dünyayı kimin yöneteceğine onlar karar veriyor.
Yeni dünya düzeni böylece kuruluyor.
Tek devlet, tek millet.
Köleleştirilmiş dünya milleti.
Daha iyi günlerimiz…
İleri aşamasında adımıza tanımlanmış sanal paramızın ne alıp alamayacağına onlar karar verecek.
Markete gideceğiz sen bunları alamazsın denilecek.
Senin paran burada geçmez.
Yemek yiyebileceğimiz lokantaları onlar tayin edecekler.
Sen bu semte giremezsin denilecek.
Bunların çok uzak olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz!
Birinci denemesini korona salgınında yaptılar ve başardılar.
Şimdi ikinci, üçüncü aşamalarına gelmiş bulunuyoruz.
Hali hazır da Çin, Doğu Türkistan Müslüman Türk halkı üzerinde bunların bir kısmını uyguluyor.
Dünyaya gelecek çocuğa onlar karar verecekler.
Yok öyle iki çocuğum üç çocuğum tercihi.
Köleler ve efendiler dünyasına ramak kaldı.
“Batı medeniyeti (!)” denilenin dünyayı içine çektiği dünya böyle bir dünya olacak.
Batı medeniyetiymiş…
Batsın medeniyetiniz!
Sizi gidi emperyalist, siyonist, evanjelist, işgalci, soyguncu katiller sizi!
Tek dişi kalmış canavarlar!
Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da, Filistin’de milyonlarca masum çocuğun, kadının, insanların kanına girdiniz!
Filistin’de fanilanız göründü, ciğeriniz göründü!
İnsanlık olarak satışa geliyoruz.
Bir de su ve gıda meselesi var…
Merak etmeyin her ikisini de ülkemiz açısından çoktan hallettiler.
Mesela kaynak sularımızın neredeyse önemli kısmı Fransız şirketlerinin eline geçti.
Feryat ettim!
Yapmayın etmeyin su üretilen bir meta değil, yeraltı kaynakları satılamaz, satılmamalı dedim!
Satışlara müsade edilmemeli dedim.
Nafile kimseye duyuramadım,
Sayın Cumhurbaşkanımız haklı olarak Fransız mallarına boykot yapmamızı istedi.
İstedi istemesine de KAYNAK SULARIMIZIN ÇOK BÜYÜK KISMI FRANSIZ ŞİRKETLERİNE SATILDI!
Onlar bize BOYKOT uygulayıp PET ŞİŞE SULARI satmıyoruz derse?!
Durum içler acısı!
Hesapsız, kitapsız stratejik su gibi maddeler DIŞ SERMAYE/YATIRIM diyerek elden çıkarılır mı?!
Satışlar engellenemezmiydi?
Olacak şey değil!
Bir litre suyu benzin, mazot fiyatına içeriz dedim.
Şimdi 200 cc pet şişesi on lira, dört şişe (bir litre) kırk lira.
Ülkemde su benzin fiyatını geçti.
Bununla kalmayacak korkarım bir şişe suyu alamayacagız, adamlar suyu alıp götürecekler.
Efendim öyle şey mi olur muş!
Satışı iptal ederiz.
Hele bir suyu vermesinler.
Yok efendim iptal edemezsin.
AVRUPA TAHKİM MAHKEMELERİNİ KABUL ETTİN.
Bu ne demek biliyor musun?
Yabancı şirketlerle ihtilaf çıkması halinde Türkiye mahkemeleri değil, Avrupa mahkemeleri karar verecek!
Ve biz karara uyacağız.
Toprak ve mülk satışları ile ilgili çok yazı yazdım ve yetkililere sordum.
Yazdıklarım yanlış mı doğru mu diye.
Cevap yok.
İşin aslını bilen yok.
Yabancılara MÜLK SATIŞI DERHAL DURDURULMALIDIR!
Mülk benim dilediğime satarım düşüncesi yanlıştır.
Yarın geç olur!
Allah korusun!
Kendi ülkemizde yabancı oluruz.
Yok efendim öyle şey mi olurmuş!
Hele bir öyle yapsınlar!
Türk milleti daha ölmedi!
Öyle mi?
Evet bana göre de Türk milleti daha ölmedi.
Dünya var oldukça var olacak inşallah.
Yeniden istiklal savaşı yaparız.
Ama kime karşı?
İçimizdeki kriptolara karşı mı savaşacaksın?
Onları sen tanımadan, onlar operasyonlarını sen mışıl mışıl uyurken yapıyorlar.
Türk tarihi ihanetlerle dolu bir tarihtir.
İslam milletler tarihi de öyle.
Mekke’yi, Medine’yi eskanazi yahudilerine yönettirirler de sen entarilileri müslüman sanarsın.
Beyler ilgisizliği bırakmamız gerekiyor.
Ülkeleri mikro parçalara bölmek istiyorlar.
Tabi başta Türkiye’nin güçlü ve birlik beraberliğinden rahatsız oluyorlar.
Ulus devletleri ortadan kaldırabilirler için ÖZERLİK meselesi çok önemli bir aşama.
Geçtiğimiz günlerde etnik unsurlara ÖZERKLİK hakkı sağlanması hususunda AB ve BM ile varılan anlaşmaları ve İKİZ YASALAR olarak bilinen yasaların ve anlaşmaların tamamını noktası virgülüne dokunmadan yayınladım.
Üzülerek şaşkınlıkla ifade ediyorum, ikiz yasaların çıkması sırasında mebus olanlardan konuyu sorduklarımın konuya yeterince hakim olmadıklarını gördüm.
Ayrıca gerek AB ile yapılan gerekse BM ile yapılan anlaşmalardan kimsenin haberi yok desem abartmış olmam.
Ne günlere kaldık!
Yazımı bilvesile okuyanlara gelince;
yazıya tepki özet olarak
Milliyetçi kesimden:
“Türkiye sahipsiz değil, tükürüğümüzle boğarız!”
İslamcı kesimden:
“Türkiye’nin bölünmesi gündemden çıkmıştır”
Sanarsın ki Türkiye’yi bölme anlaşmalarını Diyarbakır’da Kürtlerle yaptık.
Diyarbakırlı kürdün böyle bir talebi yok.
Bölünme talebinde bulunanları Müslüman Kürt halkı da Müslüman Türk milleti de biliyor.
Mızrak çuvala sığmıyor!
Yahu bu anlaşmalar 31 yıl önce AB ile 23 yıl önce BM ile yapılmış ve 20 yıl önce de TBMM’de ilgili kanun çıkarılmış.
DAHA BURADA SESİNİ ÇIKARMAYANLANLAR MI “HELE BİR GELSİNLER” DİYOR!
Neden duymamazlıktan geliniyor? Söyleyeyim…
Çünkü her kesimin partisi ve partilerinin, liderlerinin bu anlaşmalarda katkısı var.
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Süleyman Demirel, Erdal İnönü’nün koalisyon hükümetinin AB ile yapılan anlaşmada imzaları var.
Merhum Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz ve Sayın Devlet Bahçeli koalisyon hükümeti döneminde BM ile mutabakata varılmış.
Bu anlaşmalarla ilgili olan ikiz yasaları TBMM den çıkarmak Ak Parti hükümeti döneminde CHP’nin desteği ile gerçekleşmiş.
Şimdi neden kimsenin sesi çıkmıyor, umarım anlaşılmıştır.
Gerek AB ile gerek BM ile ETNİK UNSURLARA ÖZERKLİK hakkı veren düzenlemede katkısı olanların yanlışlardan dönmesi lazım.
Yanlıştan dönmek erdemdir.
Vatandaşlar olarak hatta partililer olarak bu konularda yanlışlardan dönme talebinizi bildirmeniz gönül verdiğiniz partiniz için de hayırlı ve partinizin lehine bir gelişme olacaktır.
Bu uyarı ve beklentimiz siyasetçi ve partilerimizi yıpratmak için asla yapılmış değil.
Vatan severliklerine ve yanlışlardan döneceklerine olan inancımızdandır.
“Tek dünya düzeni” kurmak isteyenlerin karşısında, Türkiye “Yeni Adil Bir Dünya”yı kuracaktır!
Vesselam.
SPOR
07 Eylül 2024GÜNDEM
07 Eylül 2024GÜNDEM
07 Eylül 2024GÜNDEM
07 Eylül 2024UNCATEGORİZED
07 Eylül 2024EKONOMİ
07 Eylül 2024GENEL
07 Eylül 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.