Bak kardeşim iyi dinle; senin sırtını kaşındığı zaman senin tırnağından daha iyisi kaşıyamaz.
O zaman bu ve benzeri durumlarda, hayati önem taşıyan gerek dünyaya ve gerekse de ahirete taalluk eden konularda kendi işini kendin yap.
Tırnağın yetişiyorsa sırtını kendin kaşı, dişlerin kesiyorken lokmanı kendi dişlerinle kendin çiğne ve rüzgâr senin lehine estikçe harmanını kendin savur.
Böyle yapmak lazım.
Çünkü; bir gün kesen ve çiğneyen dişler ve çene kesemez ve ciğneyemez hale gelir.
Sırta ulaşıp kaşıyan parmak ve tırnaklar bir gün gelir ulaşamaz ve kaşıyamaz olur.
Lehine esen rüzgar bir gün esmeyiverir.
İnsanlardan hiç kimse seni senin kadar tanıyamaz ve bilemez, öyleyse kendine dön, kendine acı, kendine merhamet eyle, kendin için hazırlık yap.
Bu konularda Yüce Allah, nefsi öne alarak şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Nefsinizi (kendinizi) koruyun.”
(Tahrim: 6)
Kal ve kil, dedikodu ve malayani boş şeylerle oyalanma.
Lüzumundan fazla insanlarla haşir neşir olmak acı sonuçlar doğurur.
En azından zaman kaybına yol açar.
En zor kararı kişi kendi verecek ve: “Yeter artık! Ömrüm boşa geçti hep Ali’den Veli’den, şundan bundan bahsettim, onları övdüm durdum, onları (insanları) memnun etmek için çırpındım durdum.
Biraz da geri kalan ömrümü Allah’a vereyim O’na döneyim, O’nun rızası için bundan sonra gayret edeyim diyebilmelidir.”
Kişinin, Yüce Allah‘a vakit ayırmaması, Yüce Allah’a dönmemesi, kendi nefsi için faydalı bir şey hazırlamaması ama sadece insanlarla veya dizilerle, filimlerle ve telefonla lüzumsuz ve boş vakit geçirmesi iflas alametidir.
Bir diğer iflas da; dostunu kalleşten, arkadaşını çakaldan, akraban da akrebin olunca, kardeşim sana hayat düşmandan beter olur.
Sünnette çalgı çengi askere uğurlarken, düğün yapılınca çalgı çengi ama ölünce Kur’an’ı Kerim. Tamam, Kur’an güzel ama insan ölünce mi, müslüman oluyor insan?
Kendimize gelelim artık!
Bakın Hz. Ömer ne güzel söylemiş:
“Bir kimsenin kıldığı namaza ve tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riayet ediyor mu, helal ve haram gözetiyor mu, insanlara merhametli davranıyor mu ona bakınız.”
Rabbim, sana öyle güzel yollar açsın ki, hayret ve şükür içinde kalasın.
Öyle güzellikler nasip etsin ki, mutluluğunu tarif etmekte zorlanasın.
Her adımında huzur, her anında bereket olsun.
Allah’ım!
Gönüllerimizdeki nuru, yüzlerimizdeki parlaklığı, rızıklarımızdaki bolluğu ve kullarınızın gönüllerindeki sevgiyi artır.
Bizi, ana – babamızı ve üzerimizde hakları olanları bağışla.
Ey âlemlerin Rabbi, Yüce Allah’ım!
Senden lütfunun tecelli ettiği, rızkının genişlediği ve rızkının bollaştığı bir sabah istiyoruz.
O sabahta rahmetini diliyoruz.
Bizim hâlimizi ancak değiştirmekle, değiştirme.
En hayırlısıyla bizi dünya azabından ve kötü sondan koru.
Dualarımızın kabulünü, ailemizin, malımızın, çocuklarımızın iyiliğini ve infakın bereketini bize bahşet.
News
