Bismillahirrahmanirrahim…
Dostlar;
Daha ne zamana kadar böyle lezzetlerle meşgul olacağız?
Halbuki; bilmeliyiz ki meleklerin yazdığı ve amel defterinde bulunan her şeyden hesap günü hesaba çekilecekğiz.
İnsan nimetlerden, yaptıklarından, yapması gerekenleri ve yapmadıklarından sorulacaktır.
Haramlar nefsin meyvesidir.
Hoşuna gider bunlar sadece yenen ve içilen şeyler değildir, göze kulağa hitap eden, dilin meşgul olduğu ve insana hoş gibi gelen nice şeyler vardır ki insanı oyalıyor.
Bu lezzetlerle oyalanan, yakasını bunlara kaptıran ve yorgun düşen kalp huzur bulamaz, düzgün bir ibadete vakit ayıramaz, zikre, geceye ve duaya dostlarla sohbete bile vakit bulamaz.
Vakit ayırsa bile ibadetin ve zikrin tadını alamaz.
Faydalı olmak şöyle dursun, zarar veren şeylere ve yerlere saatlerini, günlerini verir de farkında olmaz.
Yüce Allah kime neyi soracağını en iyi bilendir.
Helal olanı haram kılma veya yasaklama yetkisi hiçbir insana verilmedi, verilmemiştir; doğru ama gülerek ve eğlenerek haramları işleyenler, tövbe etmezlerse yarın azabın acı ve elem veren tadını tadarlar, yasakları yaparken eğlenenler ahirette bunun da hesabını ağlayarak verirler, bunu da unutmamak gerekir.
Haram lezzetlerin azabı, mubah olan lezzetlerin de hesabı vardır.
“Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür: 8)
Bu nimetler mesela; sıhhat, afiyet, hürriyet, yiyeceker, içecekler, boş vakit, bedenin eşsiz organları, göz, kulak, kalp ve bedenin görünür görünmez a’zaları, benzeri nimetler ve her şey…
“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rum: 41)
Medine-i Münevvere de bir deprem oluyor.
Bunun üzerine Rasulullah efendimiz şöyle buyuruyor:
“Allah sizin kendisinden memnun olmanızı (yani kendisine dönmenizi ve O’nu razı etmenizi istiyor) Allah’tan memnun olun(Yani Allah’ı razı edin O’na dönün)”
(Askalani: 632)
Mü’min uyanır, yüce Allah‘a döner hazırlık içinde olursa kendine iyilik etmiş olur; yok uyanmaz veya geç uyanırsa kendine haksızlık yapmış olur.
Kur’an’ı Kerim ve Allah Rasülu kutlu bir davetle insan ve cinlere sesleniyor ve onları uyanmaya, başkalarını da uyandırmaya, uymaya ve uygulamaya davet ediyor.
“Nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” (Mirkatı Mefatih)
“İnsanlar amelleriyle cezalanırlar” (Mekasid)
Bir insanın hayat tarzı, onun şuuraltını oluşturur.
Bu gün her müslüman istediği hayatı, dilediği gibi seçebilir.
Din, devleti olmadığından bir baskı ve yaptırım da söz konusu değildir.
Ancak unutmayalım ki, seçtiğimiz bu hayat tarzı zamanla bizim akidemiz olmaya namzettir.
Ve bu hayatın sonunun da küfürle noktalanma ihtimali yüksektir.
Allah bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi, ölüm gelmeden önce uyandırsın, ölmeden önce kendi arzu ve isteği ile haramlardan ve her türlü günahtan el etek çekmekte yardımcımız olsun.
SPOR
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024UNCATEGORİZED
08 Aralık 2024EKONOMİ
08 Aralık 2024GENEL
08 Aralık 2024