DOLAR 35,9843 0.26%
EURO 37,3421 -0.14%
ALTIN 3.312,990,52
BITCOIN 35579610,44%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Milli Suriye Ordusu, Tahrir el-Şam ya da muhalifler kimdir?

Milli Suriye Ordusu, Tahrir el-Şam ya da muhalifler kimdir?

ABONE OL
Aralık 5, 2024 23:15
Milli Suriye Ordusu, Tahrir el-Şam ya da muhalifler kimdir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bölgemizde olağanüstü gelişmeler yaşanıyor.

Filistin Gazze’de ve Lübnan’da Amerika’nın İsrail eliyle yaptığı soykırım ve katliamlarlar dünyanın görmeyen gözleri önünde devam ediyor.

Aynı Amerika ve Batı Ukrayna’da Volodimir Zelenski’ye gaz vererek ülkesini harebeye çevirdi.

Yunanistan’a da aynı gazıdan verdiler, “Türkiye’ye saldır, her türlü desteği vereceğiz” dediler, bize parasıyla satmadıkları silahlarla donattılar. Yunanistan bu telkin ve oyununlara şimdilik gelmedi.

Irak’ın içine düşürüldüğü durum malum; paramparça ettiler.

Soyup soğana çevirdiler.

Yakıp, yıkıp viran ettiler!

Suriye aynı durumda.

Milyonlarca insanın, çoçuk ve kadının kanları var ellerinde ve kursaklarında.

İran’ın iç karışıklığı ise an meselesi.

Savaşmak istemeyen Ukrayna ve Rusya asker bulmakta zorluk yaşıyor.

Her iki ülkede militer yapılardan medet umar hale geldi.

Sözde süper güç Rusya, İran ve Kuzey Kore’den askeri araç, mühimmat temin ediyor.

Yetmiyor askeri insan gücü alıyor.

Havadan en gelişmiş/yıkıcı füze ve bombalarla şehirleri yakıp, yıkıyorlar.

Kazanan yok. Kaybeden insanlık!

Yüzbinlerce sivil hayatını kaybetti.

Ne için?

Amerika ve Batı böyle istediği için.

Şimdi yeni ajandalar 20 Ocak’a ayarlanmış durumda.

Donald Trump gelecek ve savaşları bitirecek?

Fasarya!

Amerika ekonomisi böyle devam ederse (diliyorum etsin) yakında birbirleri yemeye başlarlar.

İnşaallahu Teala!

Çok uzun sürmez şöyle bir son dakika haberi duyacağız: Binyamin Netanyahu kalp krizi geçirdi öldü ya da öldürüldü.

Öldürülürse tetiği çeken Filistin kimlikli olacak.

Aynı senaryo  Volodimir Zelenski içinde sahneye konulacak.

Amerika ve Batı için bu iki aparatında miadı doldu.

SURİYE’DEKİ SON GELİŞMELER

Malumlarınız üzere Amerika ve Batı PKKYPG aparatı ile gasp ettiği Suriye topraklarında, Türkiye sınırı boyunca bir terör devleti, yeni bir İsrail kurmak istiyor.

Ve bu sinsi planlarının önündeki en büyük engelinde Türkiye olduğunu hiç çekinmeden dillendiriyorlar.

Uşakları teröre/teröristte aman vermeyen ülkemizi ekonomik olarak sıkboğaz ediyorlar.

Batı ülkelerinin vizelerde zorluk çıkarmasıda operasyonlara dahil.

Savunma sanayiimiz gelişmemesi için yıllarca bize vida dahi satmadılar. Ambargo uyguladılar.

Ama artık onlara ihtiyaçımız yok.

Yerli, milli beyinler hamdolsun en iyisini, en gelişmişi üretiyor.

Alsınlar bir yerlerine vidalasınlar.

Türkiye’nin ne Amerika’ya, ne Rusya’ya ne İran’a ne de başka bir Batı ülkesine ihtiyaçıda yok, inancında.

2018 yılında hem Amerika hem Rusya hem de İran, terör gruplarını Türkiye’nin istediği sınırlarlara çekeceğiz sözü ve imzası verdiler.

Ne attıkları imzalara, nede verdikleri sözlere sadık kaldılar.

Türkiye, kendi göbeğini kesecektir/kesiyor.

Hani bunlar savaşan taraflardı?

İsrail, Suriye’yi vuruyor.

Ne Rusya’dan, ne İran’dan ne de Rejimden ses çıkmıyor.

İran alan boşaltıyor PKKYPG, Rusya alan boşaltıyor PKKYPG, Rejim alan boşaltıyor PKKYPG dolduruyor.

Al gülüm ver gülüm.

Söz konusu Türkiye olunca hepsi tek bayrak tek devlet oluyorlar. 

Türkiye’ye, Suriye’den terör saldırısı yapılıyor.

Uluslarası hukuktan doğan haklarını kullanarak teröristlere karşılık veriyor. İnlerinde vuruyor.

Hepsi birden ayağa kalkıyor.

Sen onların dinine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar.” Bakara 120.

Ya inanır gereğini yapar, galip gelirsin ya da onlardan olursun.

Asolan sünnilik, şialık değildir.

İslam dünyası etnisiteyi, mezhepsel ayrılığı bir kenara bırakır, bir olursa; Amerika ve Batı’nın mandasında kurtulup süper güç olur ve dünyaya yeniden nizam götür ve adaleti hakim kılar.

Kur’ani ve peygamberi bir duruş dağılmışlığın, sönürünüm önüne set vurur.

Oraya, buraya da kıvırmaya gerek yok.

TÜRKİYE GEREĞİNİ YAPIYOR

Türkiye’nin eğitim donatttığı ve bugün sayıları 100 binden fazla olan Suriye Milli Ordusu var.

Uluslararası arenada kabul gören ve muhaliflerden oluşan Suriye Geçici Hükümeti var.

Suriye Geçici hükümetinin Başbakanı Abdurrahman Mustafa diyor ki: “Suriye’de patron İsrail.”

Kesinlikle doğru.

Suriye’de muhalifler ve Türkiye haricindeki bütün unsurlar birer maskeli İsrail!

Türkiye sınırımızdaki mikropları temizleyecek güçte ve kudrettedir.

Kim gelirse gelsin, ne derse desin gereğini yapacaktır.

Yeter ki içimizde kripto/hainleri kontrol altına alsın.

Milliyetçilikten, vatanperverlikten dem vuranlar sesini kessin.

Gölge etmesinler…

KİM BU SURİYELİ MUHALİFLER?

Bunlar terör grubu, teröristler” gibi cümleleri art arda sıralayanlar iyi niyetli değildir.

Kulak asmayın.

Tahrir el-ŞamŞam Kurtuluş Heyeti (HTŞ) yaklaşık 20 grup (aşiretten)’tan oluşan bir yapı.

20 bin civarında askeri silahlı bir güce sahip olduğu belirtiliyor.

Bu gruplar zaman zaman kendi içinde de çatışmalar yaşıyor.

Bölgenin feodal yapısını göz önüne getirdiğimizde mesele daha iyi anlaşılacaktır.

Silahları genel anlamda Amerika ve Rejim ganimeti.

Esed’in askerleri ne var ne yok bırakıp kaçıyor.

(Halep’in geri alınmasıyla birlikte süpersonik füzelere, savaş uçaklarına bile sahip oldular)

HTŞ’yi, BM kararlarına göre Amerika ve Türkiye terör örgütü olarak kabul ediyor.

Zaten Amerika, nerede bir vatanını savunan, esareti kabul etmeyen vatansever grup/yapı/asker varsa öncesinden BM nezdinde itibar suikastları yapar.

Amerika’nın kaos, böl, parçala yut doktirinidir.

Teröristleri legalize eder, toprağını kurtarmak isteyen vatanseverleri terörist ilan eder.

HTŞ, ağırlıklı olarak İdlib’te konuşlanmış durumda.

Defacto; HTŞ, (Muhalifler) Suriye Milli Ordusu’nun desteği ile Halep’i Rejimden geri aldı.

Şimdi Hama’yı almak için Rejim güçleri ile çatışıyorlar.

Bir adım ötesi Humus ve Şam.

(Hama ve Humus’ta baba Esed, onbirlerce insanın kanını döktü.)

Beşar Esed’e geçmiş olsun.

Suriye’de yılardır süren Şia/Nusayri otoritesi/zorbalığı ve zulüm sona ermek üzere.

Peki muhalifler üzerinde Türkiye’nin etkisi var mı?

Yoktur diyemeyiz.

Türkiye’nin sözünü dinlerler mi?

Dinlemezler diyemeyiz.

Birlikte hareket ederler mi?

Etmezler diyemeyiz.

Birden çok bilinen, bilinmeyen parametre var.

Türkiye’nin kararlı, vakarlı duruşu bütün oynanan kirli bilinmez senaryoları ters yüz edecektir.

(Şimdi Dem Parti ve aynı düzlemde siyaset yapan bazı partileri yöneticileri köpürecek ya)

SURİYE MİLLİ ORDUSU

2011 yılında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) olarak kurulan Suriyeli muhaliflerden oluşan grup.

2017 yılında Suriye Milli Ordusu (SMO) adına aldı ve Türkiye tarafından eğitilip, donatıldı,  düzenli bir askeri yapıya kavuşturuldu.

Türk Ordusu’nun düzenlediği Zeytin Dalı, Barış Pınar ve Fırat Kalkanı harekatlarına ve diğer terör operasyonlarının tamamına sahada destek verdi.

Münbiç’e girmek için gün sayıyorlar.

Yüz binden fazla düzenli bir orduya sahip olan SMO, Suriye’nin kuzeyinde (PKKYPG’nin işgal ettiği bölgeler hariç) yönetimi elinde bulunduruyor.

100’den fazla ülke tarafından resmî otoritere olarak kabul ediliyor.

Kurulan geçici hükümete ise Türkmen bölgesinden siyasetçi Abdurrahman Mustafa başkanlık yapıyor.

Abdurrahman Mustafa’nın ifadesine göre, Halep’i her kesimin temsil ettiği bir siyasi meclis yönetecek.

AMERİKA PETROL BÖLGELERİNE PKKYPG’Yİ YERLEŞTİRDİ

Kendi petrolünü çıkaran ve satan Suriye Beşşar Esed yönetimi şimdi petrolü satın alıyor.

Hem de PKK/YPG’den.

Akıl alır gibi değil.

Ama hakikat böyle.

Amerika, petrolün üretildiği, kuyuların bulunduğu Deyrizor bölgesine PKKYPG’yi yerleştirdi.

(PKKYPG’nin 60 bin civarında silahlı grubu olduğu tahmin ediliyor. Bir çoğuda ailelerinden metazorıi alınmış çocuklar ve bir kısım Arap aşiretleri de dahil)

Esed, gık diyemedi.

Aynı Esed, söz konusu Türkiye olunca şahin kesiliyor ve “Türkiye, Suriye’de işgalci” diyebiliyor.

Şimdi ülkesinde otoritesini kaybetmiş, iradesini Rusya ve İran’a devretmiş sözde bir liderle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşse ne olur, görüşmezse ne olur?

Esed’in ağa babaları sözünde durmuyor ki.

Esas patronu Rusya ve İran da görüşmesini istemiyor.

Amerika’da onaylıyor.

Gelinen son durum itibariyle Suriye’nin toprak bütünlüğü artık pek mümkün görülmüyor.

Beşşar Esed, kaçmadıysa eli kulağında.

Amerika ise her an PKKYPG’den desteğini çekebilir.

Şu anda kar zarar hesabındalar.

Amerika’nın kararı her ne olursa olsun, Türkiye kendi kararından vazgeçmemeli ve sınırlarımızı terör tehditinden, taciz ve saldırılarından arındırılmalı.

Terör örgütü ülkemizde eylem yapamayacak duruma getirmeli.

Değil 35 km derinlik, gerekiyorsa 135 km gidilmelidir.

Türk ordusunun gittiği yerde çiçekler açıyor, güller bitiyor.

Artık anlamış olmalarını bekliyoruz.

Suriye’de Türkiye’ye rağmen hiçbir oyun kurulamaz.

HALEP KALESİNE ÇEKİLEN TÜRK BAYRAĞI

400 yıldan fazla Osmanlı hakimiyetin de kalmış, 100 sene öncesine kadar bizim toprağımız olan Halep kalesine Türkiye bayrağı çekilmişse, her vatan evladının gurur duyması gerekir

İsrail rahatsız, Amerika rahatsız, Rusya rahatsız,  İran rahatsız anladık.

Peki size ne oluyor?!

Sahi sizler kimsiniz?

Dem Parti diyor ki: “Halep Kalesi’nde Türk bayrağının ne işi var. Orası kimin toprağı, Türkiye, Suriye’yi işgal mi ermek istiyor?

Ağızlardan çıkanları kulaklar duymaz olmuş.

Sormak lazım: Sırtınızı dayadığınız PKKYPG’nin gasp edip, çökmeye çalıştıkları topraklar kimin?

O teröristler o topraklara nereden geldi?

Kaldı ki, Suriye’nin toprak bütünlüğü her platformda yüksek sesle savunan neredeyse tek ülke Türkiye’dir.

Bu milletin ekmeğini yiyip, millete kılıç çekip, hainlik eden ve bunlarla aynı paralelde siyaset yapanlara bizden mi diyeceğiz şimdi?

Ülkemizin maalesef kabul edelim ki bir kripto sorunu var.

Türkiye bayrağına kin güdenlerin ve bu zevatla birlikte yürüyenlerin; hiç Suriye’de, Amerika bayrağının, Rus bayrağının, İran bayrağının, batı emperyalist bayraklarının, askerlerinin ne iş var dediğine şahit oldunuz mu?

İtlerin ürümesi insanların sadece bir müddet uykusunu kaçırabilir.

Suriye’nin kısaca özet böyle.

Suriye yakın zamanda büyük askeri ve siyasi gelişmelere gebe.

20 yıl önce ne demişti derin Amerika’nın derin bakanı Condoleezza Rice: Ortadoğu da Türkiye dahil 22 ülkenin sınırları değişecek.

Tam oradayız.

Ortadoğu da karışmamış, mevcut sınırları iğfal edilmemiş  iki ülke kaldı Türkiye ve İran.

Astana süreci çöp olmuştur.

Suriye’de tüm dengeler değişmiştir.

Türkiye oyunları bozacak bozmasınada, her yerde karşısına islama fitne olarak sokulan Şia’cılık çıkıyor.

Hülasa; Suriye’de yaşanan tüm bu ani gelişmelerin sonucunu bekleyip görmek lazım. Bakalım nereye evrilecek?

NOT: Ülkenizde buluna Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 3 milyonun altına inmiş.

Ve bunların büyük bölümünü Halep’ten göç etmek zorunda kalanlar oluşturuyor.

Saygılarımla.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP