Ekseriya kurban bayramlarında vaizler namazdan önce yaptıkları konuşmalarında yetim bir çocuğun hikâyesini anlatırlar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir gün bayram namazından çıktıktan sonra bir grup çocuğun kendi aralarında neşeli bir şekilde oyun oynadıklarını görür.
Yalnız bir çocuğun tek başına bir kenarda sessiz ve üzgün bir şekilde onları izlediğine şahit olur.
Çocuğa “Yavrum sen niçin arkadaşlarınla birlikte oynamıyorsun?” diye sorunca çocuk “Benim annem yok. Babamda Uhut’ta şehit oldu.” diye cevap verir.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (s.a.v) çocuğun başını okşayarak
“Benim baban, Hz. Ayşe’nin de annen olmasını ister misin?” diye sorunca çocuk âdeta havalara uçarcasına “isterim, isterim” diye çok sevinir.
O günden sonra Efendimiz (s.a.v) çocuğu evlâtlık edinir ve her türlü ihtiyacını karşılar.
Hikayesi anlatılan çocuk Hz. Beşir b. Akrabe‘dir.
Beşir (r.a) Peygamber Efendimiz‘in (s.a.v) vefatından sonra Filistin’e yerleşir.
Bundan dolayı da El-Filistinî nispetiyle anılır.
Hz. Beşir ihtiyarladığında saçı sakalı ağardığı halde Resulûllah’ın mübarek eliyle sıvazladığı yer hep siyah kalmıştır.
Filistin’de Beşir ismi yaygındır.
Zalim terörist bir örgüt olan İsrail’in son bir aydır Gazze’de anasız babasız bıraktığı hattâ vahşice katlettiği çocukları ekranlarda her gördüğümüzde Hz. Beşir‘in hikâyesi aklımıza gelmeli ve yüreklerimiz titremelidir.
Müslümanlar olarak bu yetimlere karşı sorumluluğumuzu ne kadar yerine getirebiliyoruz diye kendimize sormalıyız.
Filistin Osmanlı yönetiminden ayrı bırakıldığı günden beri günyüzü görmemiş bir yetimler yurdu haline getirilmiştir.
Şu an için 35 gündür devam eden İsrail’in Gazze’de uyguladığı insanlık dışı vahşet ve soykırım daha da şiddetlenmiş, Gazze’ye atılan bombalar Hiroşima’ya atılan atom bombasının iki katından fazlasına ulaşmıştır.
Bizlere insanlık ve medeniyet dersi vermeye kalkan Amerika ve batılı ülkeler medeniyetten nasipsizliklerini tescil edercesine İsrail’in bu hiçbir vicdana sığmayan zulmüne sessiz kalarak ve de destekleyerek kendi cibilliyetlerini bütün dünyaya göstermişlerdir.
İşin en acı yanı da islâm ülkelerinin bu duruma karşı takındıkları tavır ve sessizlikleridir.
Bizlere Osmanlı‘nın ermenilere soykırım uyguladığı masalını anlatanlar ve bu masalı parlamentolarında onaylatan Amerika ve bazı batılı ülkeler 21. asırda bütün dünyanın gözleri önünde işlenen soykırımı, insanlık dramını, yürek sızlatan vahşeti görmezlikten gelerek kendi iki yüzlülüklerini (aslında buna çok yüzlülük demek daha yerinde olur.) ve insan haklarını, kadın haklarını ve çocuk haklarını savunduklarını iddia etmelerinin ne kadar sahte ve yapmacık olduğunu ilân etmektedirler.
Bu zalim zihniyetliler bu sahteliklerini çok yakın bir zaman önce Avrupa’nın göbeğinde Bosna‘da, Kafkasya’nın göbeğinde Dağlık Karabağ‘da işledikleri soykırımlarla da göstermediler mi?
Kendi ülkelerinde yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim‘in yakılmasına, yırtılmasına ve hakarete uğratılmasına ses çıkarmayıp bunun bir fikir özgürlüğü olduğunu savunan vicdan fukaraları
kendi halklarının vicdanlarının sesini dinleyerek bu duruma isyan etmelerinin gereği Gazze’de işlenen savaş suçlarını ve insan hakları ihlâllerini protesto etmek istemelerine izin vermemekle, ceza kesmekle, gözaltına almakla insan haklarından ve fikir özgürlüğünden ne anladıklarını da beyan etmektedirler.
Atalarımızın “Domuzdan post, gavurdan dost olmaz.” sözünü de hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıyız.
Atalarımız bu sözü boşuna söylememişlerdir.
Bu zalimlere “Neden bunca zulmü yapıyorsunuz?” demek akrebe, yılana, çıyana “Neden sokuyorsun?” demek gibi bir şey…
Sokmak yılanın, akrebin cibilliyetindendir.
Parçalamak, öldürmek vahşi hayvanların yaratılışı gereğidir.
Ancak islâm ümmetinin bu perişan halinin sebebi; kendisinin zayıf ve güçsüzlüğü, düşmanının ise güçlü olmasından değil, asıl sebep fitne ve ayrılıklardan dolayı islâm ümmetinin gücünün dağınık olmasındandır.
Yüce Rabbimden bizlere uyanmayı, islâm birliğini sağlamayı ve Kudüs‘ün, Mescid-i Aksa‘nın, Filistin’in özgürlüğüne kavuştuğu günleri görmeyi nasip etmesini niyaz ederim.
Cumamız hayra vesile olsun.
Selamlarımla.
SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024UNCATEGORİZED
05 Ekim 2024EKONOMİ
05 Ekim 2024GENEL
05 Ekim 2024