20 Ekim 2025 Pazartesi
Samsunspor, ikinci 3 puanını almak için sahaya çıkıyor: Samsunspor - Dinamo Kiev karşılaşması saat kaçta başlayacak, hangi kanaldan yayınlanacak? Maçı canlı izle
Tehlikeli büyük, sakın oyuna gelmeyelim
Mısır’a koşmak ellerindeki kanı temizlemez!
Ameli iyi olanın yardımcısı Allah’tır
Açlık sorunu bir insanlık ayıbıdır!...
Mourinho, Fenerbahçeli futbolcuları aşağılayıp, Fenerbahçe’yi sabote etti!
Bilimin Medeniyetin Beşiği Doğu Türkistan, Uygur Medeniyeti ve Kültürü…
Türkistan özelinde Uygurlar da müzik ve müzik enstrümanları konusunda ise, çok değerli Dr. Gülzade Tanrıdağlı ile yaptığımız söyleşiyi sizlere arz ediyoruz.
Soru: Gülzade hanımefendi Uygur müziği, Uygur tarihi kadar eski olduğu iddiaları hakkında ne dersiniz?
Cevap: (Dr. Gülzade Tanrıdağlı)
Uygur müziğinin milattan önce dördüncü ve beşinci yüzyıllarda gelişmiş bir seviye arz ettiği yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Uygurlar milattan önce Tanrıdağları, Koinlun, Karakurum ve Altındağ vadilerinde yaşarlarken müzikleri çok hoş olarak tanınmaya başlar.
İcra ettikleri müzik ve kullandıkları müzik aletleri gittikçe etraf komşu halklara yayılır.
Bu yayılma sadece kendi topraklarıyla ve diğer Türk boylarıyla sınırlı kalmayıp, ünü Çin’e kadar gider.
Uygur müziği Çin saraylarına davet edilen ve onların tarih kitaplarında hayranlıkla bahsedilen bir müzik olmuştur.
Asırlar sonra da Uygurlardan Çin’e geçen müzik aletlerinden üflemeli ve yaylı çalgılar hala Çinliler tarafından kullanılmaktadır.
Hatta Çin’e geçen Uygur yaylı çalgının adı hala “Huçin /Erhu” yani Uygur çalgısı olarak adlandırılmaktadır.
Soru: Uygur müziğinin Uygurların İslamla müşerref olmaları sonrası gelişmeleri hakkında ne dersiniz?
Cevap: Uygur müziği tarih boyunca her dönemde daha gelişerek, zenginleşerek devam ederken
Karahanlılar dönemine gelindiğinde islamiyetin girmesiyle
müzikte bazı içeriklerin eklenmesi veya yenilenmesi makamları zenginleştirmiştir.
Karahanlıların tesir dairesinin gittikçe genişlemesi ile Uygur müziği ve makamı diğer Türk boylarından başka yine Arap, Fars ve Hintliler arasına kadar yayılır.
Doğu Türkistan’da 16. yüzyıl Saidiye-Yarkent devleti dönemi Uygur musikisi için adeta bir dönüm noktası olmuştur.
Soru: Uygur müziği makam zenginliği bilinen bir gerçektir.
Bu konuda neler söylersiniz?
Cevap: Meşhur Uygur 12 makamı o dönemde, dönemin padişahı Abdürreşit Han’ın desteğiyle hanımı (kraliçe) Amannisahan’ın bizzat icrasıyla ve müzikşinas Sadrazam Kıdırhan Yarkendi ile birlikte onlar tarafından tamamlanmıştır.
Kendisi makamşinas ve şairdir. Onlar memleketteki bütün meşhur Uygur sanatçıları saraya toplayarak Uygurların tüm etnik yaşam özelliklerini içinde barındıran büyük çaptaki takımlaştırılmış Uygur 12 makamını derlemişlerdir.
Musiki üzerinde yapılan bu değerli çalışmalar, Uygur bölgesini Asya’nın kültür merkezi durumuna getirmiştir.
Soru: Uygur klasik makamının çok zenginliğinden bahsedilmektedir?
Cevap: Evet Uygur klasik 12 makamı bir müzik kâmusu niteliğinde olup, toplam hacmi 320 nağme ve 3123 mısra metinden oluşmaktadır.
Aralıksız çalınıp icra edildiğinde 24 saat sürede ancak tamamlanır. Uygur 12 makamının adları sırasıyla şu şekildedir:
1. Rak makamı
2. Çebyat makamı
3. Müşavirek makamı
4. Çargah makamı
5. Pencikgah makamı
6. Özhal makamı
7. Acem makamı
8. Uşak makamı
9. Bayat makamı
10. Nava makamı
11. Segah makamı
12. Irak makamı.
20. yüzyılın ortasına kadar daha nota olayı yokken bile nesilden nesile canlı söylenerek bize kadar gelebilmesi, müzik sanatının Uygurların hayatında tuttuğu yerin önemindendir.
Nitekim bugün her Uygur ailesinin duvarlarında baş köşede asılmış bir müzik aleti mutlaka vardır.
Ailede çalabilen olsun veya olmasın genelde en çok ‘dutar’ muhakkak her ailenin duvarlarını süsler.
Eve misafir gelindiğinde yemekten sonra misafiri onure etmek için bir fasıl çalınır.
Müzik icra edebilen saygı görür. Müzik ve müzik aleti adeta kutsanırcasına bir duygu mevcuttur.
Müziksiz düğünler ve kutlama toplantıları düşünülemez.
Bildiğimiz sıra geceleri tarzındaki “meşrep” geleneği adeta okul gibidir.
Bu gelenekten dolayı nesilden nesile aktarılmıştır.
Batının müzik tarihçileri de, müzik için, “müzik dünyanın doğusunda doğmuştur” diyerek Orta Asya’da yine o coğrafyayı işaret ederler. Uygurların 12 makamı UNESCO tarafından korunması gereken dünya kültür mirası listesine alınmıştır. (2012)
Gülzade hanım gerçekten çok önemli ve ayrıntılı bilgiler verdiniz çok teşekkür ederim.
Bildiğimiz kadarı ile siz aile olarak da Uygur Müziği ve Kültürü konusunda eğitim ve uygulamalar yapmaktasınız.
Bu konudaki hizmetleriniz takdire şayandır.
Bize zaman ayırdığınız için tekrar teşekkür ederim.
Değerli okuyucularımız altı başlık altında sizlere sunduğumuz bilgiler, Uygur kültürüne hizmet yolunda katkı sunması dileğimizdir.
Değerli bilgilerini bizlerle paylaşan;
“Doğu Türkistan Tarihini Dr. Nurettin İzbasar’a (Aktivist/Tarihçi)
-Türkistan/Doğu Türkistan’da başta Tıp bilimi, bilim, ilim ve sanat alanında dünyaya öncülük eden Uygurlar’ı Prof. Dr. Muttalip Emçi’den,
-Yemek Kültürü’nü Şair Yazar Nurala Göktürk’den,
-Giyim Kuşam Kıyafet Kültürünü moda tasarımcısı Kadriye Ofer (Wufuer)’den,
-Nişan, Düğün, Evlilik Merasimleri STK temsilcisi Menzure Teklimakan Er’den,
-Türkistan Müzik Kültürünü müzisyen eğitimci Dr. Gülzade Tanrıdağlı, olmak üzere ayrı ayrı teşekkür ederim.
Halis Özdemir