DOLAR 42,0044 0,39%
EURO 48,8133 0,60%
ALTIN 5.543,24-0,52
BITCOIN 46268222,89%
İstanbul
22°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Recep SEYMEN

Recep SEYMEN

17 Ekim 2025 Cuma

Camiler ve Din Görevlileri Haftası…

Camiler ve Din Görevlileri Haftası…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde yıl içerisinde bulunan aylarda Yeşilay Haftası, Kütüphane Haftası, Kızılay Haftası, Çevre Koruma Haftası vs. gibi isimlelerle kutlanan haftalar mevcuttur.

Kutlanan bu haftalardan biri de 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” dır.

Camilerin toplum hayatındaki önemini hatırlatmak, insanların camiler ile daha sık ve olumlu ilişki kurmasına vesile olmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilk defa 1986 yılında “Camiler Haftası” olarak kutlanmaya başlanan hafta, camilerin din görevlilerinden bağımsız olarak düşünülemeyeceğinden 2003 yılında Camiler Haftası’na Din Görevlileri de ilâve edilerek

Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Kutlanan haftalarda her yıl bir tema belirlenmektedir.

Bu yıl için “Peygamberimiz, Cami ve Namaz” tema olarak seçilmiştir.

Günümüzde insanî değerlerin, ahlâkî faziletlerin, insanı insan yapan manevî özelliklerin değersizleştirildiği, bencillik, dünyevîleşme gibi birçok problemlerin insanlığı çepeçevre sardığı bir döneme şahitlik etmekteyiz.

Manevi ve ahlâkî kayıplardan dolayı

yaşanan buhranlar hayatı modern bir cahiliyeye doğru sürüklemektedir.

Maalesef insanlığın huzur, adalet, güven gibi kavramlarını tamamen kaybetmek üzere olduğunu iki yıldır devam eden Filistin Gazze‘deki insanlık dramı ve bütün dünyanın bu duruma kör ve sağır oluşu bizlere göstermektedir.

Kur’an-ı Kerim bizlere, “Yeryüzünde insanlar için inşâ edilen ilk mescid Mekke’deki çok mübarek ve bütün alemlere hidayet kaynağı olan beyttir.

(Âl-i İmran suresi ayet 96) diye Kâbe’den bahseder.

Yeryüzündeki diğer mescitler Kâbe‘nin birer şubesidir.

Bu ayeti kerimeden anlıyoruz ki; insanın tarihi ile caminin tarihi iç içedir.

Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz (s.a.v), Medine’ye hicret edince yaptığı ilk işlerden biri de Mescid-i Nebevi‘yi inşâ etmek olmuştur.

Daha sonraki dönemlerde de müslümanlar hayatlarını ve şehirlerini cami merkezli olarak planlamış ve sürdürmüşlerdir.

Günümüzde azımsanmayacak miktarda bu durumdan uzak kalınmış olsa da cami, yerleşim merkezlerimiz ve hayatımızda hiçbir zaman önemini yitirmemiştir.

Hayatımızda camiler, camilerde hayat olmalıdır.

Günümüzde durum böyle midir?

Diye her müslümanın kendine sorması gerekmektedir.

Yine camiler Peygamber Efendimiz (s.a.v), sahabeler (r.a) ve onları takip eden ilk dönemlerdeki işlevlerini sürdürmektemidirler?

Modern hayat şartlarının dayatması ve dinî bilgisizliğin camilerin toplum hayatındaki önemini zayıflattığı bir gerçektir.

Senede bir hafta da olsa toplumu camiye ısındırmak caminin önemine dikkat çekmek, toplumu bilgilendirmek açısından bir fırsattır.

Camilerimiz yaşanılan döneme göre gerek mimari, gerekse estetik açısından farklılıklar gösterse de asli işlevleri açısından ilk günkü özelliklerini yitirmemelidir.

Camilerimizden ayrı düşünülmemesi gereken din görevlilerimizin hayattaki yeri ve insanların gözündeki itibarı da önemlidir.

Her meslekte birkaç olumsuz örnek olabileceği gibi din görevlileri arasından da çıkabilir.

Olumsuz örnekleri tümünün üzerine yüklemek ise insafla bağdaştırılacak bir şey değildir.

Toplumdaki yanlış kanaatlerden biri de “Günde ne kadar mesai yapıyorlar, onlardan rahat devlet memuru mu var?” kanaatidir.

Halbuki din görevlileri sabah namazından yatsı namazına kadar günde beş vakit cami ile ilgilenmekte, az bir vakit aldığı düşünülen görevleri bütün günlerini kapsamaktadır.

Ayrıca nikah, cenaze taziyeleri ve toplumun diğer birtakım sosyal konulardaki davetlerine de katılmak durumundadırlar.

Camilerinin ihtiyaçları ile ilgilenmektedirler.

Cemaatin dertlerini dinlememezlik etmezler.

Yerine göre cemaate çeşitli konularda danışmanlık yapmaktadırlar.

Kendi ailelerinin dertleriyle ilgilendikleri gibi cemaatinin dertlerini dinleyip çareler üretmeye çalışmaktadırlar.

Ne yazık ki yine de en çok dedikodusu yapılan, arkasından çekiştirilen, bazen de iftiraya uğrayan, olur olmaz çok basit sebeplerden dolayı müftülüklere şikâyet edilen yine din görevlileri olmaktadır.

Toplumda din görevlilerinin itibarının azalmasına, toplum içinde hoca diye bilinen imamlıkla, hocalıkla hiç alâkası olmayan sadece kılık kıyafeti ve konuşmalarıyla öyle bir intiba uyandıran bazı din istismarcısı sahtekarların yaptıkları yanlış davranışlar da sebep olmaktadır.

Son dönemlerde sosyal medya da oluşturulmaya çalışılan cami imamlarının okullarda ücretli din dersi öğretmenliği yapmalarına karşı tepkiler de sanki olumsuz bir şeymiş gibi algı üretimleri de itibar suikastından başka bir şey değildir.

Şurası iyi bilinmelidir ki, okullarda din derslerine giren imamların hepsi ilâhiyat fakültesi mezunu ve bu konuda yeterliliği olan kimselerdir.

Din dersi öğretmenliği haklarına sahip oldukları halde atanamayınca imamlık yapma haklarını kullanarak görev yapmaktadırlar.

İhtiyaca binaen bu haklarını kullanmaları sanki bir olumsuzluk varmış gibi gösterilmek için yapılan kampanyalar iyi niyetten uzaktır.

İhtiyaç olduğunda yeterliliği olmayanların din dersi vermesine hiç itirazı olmayacak kişilerin itirazları hezeyandan başka bir şey değildir.

Din görevlilerimizin de topluma önderlik ve iyi örneklik sorumluluğunu taşıdıklarını hiçbir zaman unutmadan görevlerini titizlikle sürdürmeleri gerekmektedir.

Bütün din görevlilerimizin haftalarını tebrik eder, vefat etmiştir olanlarına Allah‘tan cc rahmet, hayatta olanlarına sağlıklı, bereketli, hayırlı ömürler dilerim.

Hafta dolayısıyla camilerimizi asli işlevlerinin en iyi bir şekilde gerçekleşmesi, camilerimizin ve din görevlilerimizin sorunlarına çareler aranması, görevlilerimizin daha sorunsuz ve etkin görevler yapabilme ortamlarının hazırlanması çalışmalarına vesile olmasını temenni ederim.

Yüce Rabbim, bizlere camiyle irtibatını koparmayan ve cami de hayat bulanlardan olmamızı nasip etmesini niyaz ederim.

Cumamız hayra vesile olsun.

Selamlarımla.