(Ey Allah’ın Rasulü! Allah’ın izniyle) Senin gibi biri ümmetin önderi olursa, ümmetin duvarına, kalesine, haremine, ismetine herhangi bir gam, bir keder ulaşır mı?
Hz.Nuh gibi bir gemi kaptanı olursa denizin azgın dalgalarından yolculara korku ulaşır mı?
Müslümanlar ilk günden bugüne kadar maddî ve manevi, dahili ve harici bir çok dalga kasırga, fitne ile karşı karşıya kaldılar ve bu tehlikeler yoğunlaşıp artarak devam etti.
İmtihan olan bu dünya da bir gün müslümanların lehine olmuş, diğer bir gün aleyhlerine olmuştur.
Başta Kur’an’ı Kerim olmak üzere Rasülullah efendimizin sünneti Hz. Nuh‘un gemisine benzer, binen kurtulur, inad edip binmeyen kim olursa olsun boğulur, helak olur.
Kendine güvenen ve “yolu yordamı biliyorum” diyerek gemiye binmeyenin akıbetini Kur’an bize haber veriyor.
Hz Nuh‘un oğlu, babasının, “Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin” davetine şöyle cevap verdi: “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” diye cevap verdi.
(Hud :42,43)
Celaleddin-i Rumi bu hususta şöyle der: “Keşke Hz. Nuh’un oğlu hiçbir yol bilmeseydi de babasının himayesinde kalsaydı ve boğulmasaydı.”
Peki öğle mi oldu?
Hayır öyle olmadı, gemiye binmedi ve helak olanlarla birlikte helak oldu.
Rasülullah efendimizin sünnetini dinde ikinci bir kaynak olarak kabul etmeyenler, kibirlenenler, baş kaldıranlar yanıldıklarını er geç anlayacak ve fitnelerin azgın dalgalarında boğulmak üzere olunca pişman olacaklardır.
Böyleleri ifsad ettikleri insanların günahları kadar günah yüklenirler bu vebalin ve günahın altından nasıl kalkacak ve Yüce Allah‘a nasıl hesap vereceklerdir?
“Onlar hem insanları peygamberden uzaklaştırmaya çalışırlar hem de kendileri ondan uzak dururlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini mahvederler.” (En’âm:26)
Kendileri uzak olduğu gibi başkalarını da uzaklaştırıyorlarsa, bu müteaddi bir günah ve faturası ağırdır.
Bunlar sünnete olan düşmanlıktan tövbe etseler bile, günaha düşürdükleri insanları nasıl toplayıp bilgilendirecek ve acaba onlar bu ikinci ve doğru olanı ne kadar kabul edeceklerdir.
Allah‘ın tayin ettiği gemi kaptanına ve öndere itimad etmek gerekir.
Gemiye binmemek güvenmemek anlamına gelir.
Rasulullah‘ın sünneti görmezden gelmek ve yok farzetmek, sünnetin sahibine ve bu mübarek zatı (Allah Rasulünü) tezkiye eden yüce Allah’a karşı haşa bir güvensizliğe sebep olur.
Bu durum bir mü’min için en büyük talihsizliktir.
Allahım!
Bizleri ve bütün mü’minleri öndere, rehbere, kaptana güvenip gemiye binen ve hepsinin fevkinde Allah’ın bak dediği yerden bakan ve gör dediği şeyleri gören kullarından eyle.
SPOR
17 Mart 2025GÜNDEM
17 Mart 2025GÜNDEM
17 Mart 2025GÜNDEM
17 Mart 2025UNCATEGORİZED
17 Mart 2025EKONOMİ
17 Mart 2025GENEL
17 Mart 2025