Dolar Hegemonyası…
Dolar Sömürüsü…
Dolar sadece ekonomik enstrüman olarak kullanılmıyor,
Sömürü aracı olmasının yanında gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler üzerinde sosyal ve siyasi baskı aracı olarak kullanılmaktadır.
Bundan kurtuluş için merhum Necmeddin Erbakan D8 ülkelerini bir araya getirdi ve kendi paraları üzerinden takas yolu ile çıkış yolu aradı ama maalesef bunu uygulamaya fırsat vermediler. Sadece Türkiye’de değil D8 anlaşmasının altında imzası olan ülkelerde devlet adamları cezalandırıldı yönetimden uzaklaştırıldı.
Konu öyle böyle önemli bir konu değildir.
Hayati bir konudur!
Dolar sömürü aracıdır.
Karşılıksız 2 cente mal olan kağıtla dünya sömürülmekte ve yönetilmektedir.
Dolar hegemonyasından kurtulmak gerekmektedir.
Bu konuda iddia sahiplerinden sayın Yunus Emre Sarı ya bu konuyu sorduk.
Yunus bey aşağıda sizlerinde ilginç bulacağınız önerileri peş peşe sıraladı.
Önerisinin can damarı “ödeşme” adını verdiği önerisidir.
Yunus beyin önerilerini sizlerle paylaşmanın faydalı olacağını düşündüm.
Buyrunuz.
Ekonomist Akademisyen Yunus Emre Sarı:
“Ekonomi nasıl düzelir.
El cevap rezerv paraların esaretinden kurtulmadan ekonominin düzelmesi hayal efendim.
Dış ticarette “ödeşmeler” milli paralarla yapılsın.
Beş yaşındaki bir çocuğun düşüncesi bu.
Briks ülkeleri anlaşmalı bir birleriyle yaptıkları ticerette ödemeyi kendi milli paralarıyla yapmalılar.
Diyelim öyle yaptılar.
Bir ihracatçı Rusya’ya bir mal sattı, karşılığında Rusya’dan Rus rublesi aldı Türkiye’ye geldi tamam. Türkiye’ye Rus rublesi ile dönen kişi rubleyle ertesi gün ya dolar ya avro ya da sterlin satın alacaktır.
Neden mi? Şundan Ruble tüm dünyada geçmez, geçse bile iki gün sonra değeri asagı düşerse ne olacak?
Zira düşmemesinin bir garantisi yok.
Diyeceksiniz ki çözüm ne?
Kaleme aldım, ÇIKIŞ YOLU kitabımın yedinci bölümünde genişçe ele aldım. Mesela; Biriks ülkelerinden Rusya ile Türkiye Cumhuriyeti aralarında bir antlaşma imzalasalar, bu antlaşmanın adı= iki ülke arasında yapılacak Dış Ticarette Ödeşme Antlaşması olsa, bu anlaşmaya göre iki ülke birbirleriyle yapacakları her türlü mal ve hizmet alım satımlarında, pazarlıklar dolar üzerinden yapılacak deseler, ancak ödeşmeler şöyle olacak deseler.
Diyelim Türkiye’den bir ihracatçı herhangi bir pazar ya da fuarda bir Rus tüccara dolar üzerinden pazarlık yaparak yüz adet elektrikli ocak sattı varsayalım.
Pazarlık neticesi ocakların tanesini bin dolara anlastılar.
Bu durumda yüz adet “ocak” için Rus ithalatçı, Türk ihratçıya, Rusya ile Türkiye arasındaki Dış Ticaret Ödeşme Antlaşması gereği yüz bin dolarlık ödentiyi ödemenin yapıldığı günkü kur üzerinden Rus rublesine çevirip, tutarını hazine garantili bir Rus bankasına yatırsa, ödentiye ilişkin dekontu Türk tüccara fakslasa.
Bunun üzerine Türk ihracatcı gidip yüz ocagı Rus tüccara bir teslim zaptı ile teslim etse, mal teslim zaptından bir nüshası ile Türk ihracatçı Türkiye’ye gelerek yüz bin dolar, ilgili tarihte TL cinsinden ne tutuyorsa TL anlaşma gereği olarak hazine garantili bir türk bankasından almak zorunda kalsa.
Bundan sonra Rus ihracatçı, Türk ithalatçıya ödeyecegi parayı Rus bankasına yatırıp, Türk ihracatçının parasınıda Türk bankası ödedigi hesaba katıldığında, Türkiye Rusya’dan yüz bin dolar alacaklı olmazmı? Olur.
Bu durum da sözleşme gereği iki ülke arasında dört kişilik bir hesap tutma konseyi kurulsa ve bir “T” hesabı tutsalar bir diğer ifadeyle alacak verecek hesabı =T =hesabına Türkiye, Rusya’dan yüz bin dolar alacak yazılsa aynı sistemle domates sattık yazılsa, patates sattık yazılsa, müteahhitlik hizmeti sattık yazılsa, turizim hizmeti sattık yazılsa, Ruslar’da bize aynı yöntemle doğalgaz sattılar yazılsa, nükleer santral hizmeti sattılar yazılsa, S400 sattılar yazılsa, bir yıl sonunda hesaplar toplansa…
Diyelim ki biz onlara yirmi milyar dolarlık satış yapmısız, onlarda bize onsekiz milyar dolarlık mal ve hizmet satmışlar…
Alacaklar vereceklerle mahsuplaşıp kimin alacağı kalmışsa hesap kalanı bir dahaki yıla devrolsa böyle devam edip gitse bu sistemdeki ödeşme sistemine diyelim ki Azerbaycan’da katıldı ,Irak’ta katıldı ,Pakistan’da katıldı, Hindistan’da katıldı.
O zaman Türkiye’de TL üzerinden ödeme yapan hazine garantili Türk bankası doları her ay üç TL düşürerek ödeme yaptığında kim ne diyecek?
Bunu da doların alım kurunu önceden ilan ederek yaptıgında, buna kim ne diyebilir?
Bu durum da dolar on ayda üç TL’ye düşmez mi? Nitekim Toprak Mahsulleri Ofisi, buğdaya ne değer biçiyorsa ofis dısındaki buğday fiatlarıda ona yakın olmuyor mu?”
Yunus Emre Sarı, katılım bankaları ile ilgili itirazını ifade ediyor ve konuyu faizsiz bankacılık mı keşke olsa diyerek çözümün faizsiz bankacılığın ÇIKIS YOLU kitabının yedinci bölümünde ele aldığını ifade ediyor
Ne diyelim ilgililerin konuyu birde bu yönü itibarı ile uygulamak mümkün müdür?
Yunus Emre Sarı, iddialarını ısrarla sürdürüyor.
Yetkililerin konuyla ilgili çalışma yapmaları önerileri değerlendirmeleri kime ne kaybettirir
Doğrusu dolar hegemonyasına karşı dişe dokunur önerilere maalesef pek rastlamıyoruz.
Yunus Emre beyin emek vermesi çözüm araması son derece kıymetlidir.
Vesselam.
SPOR
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024UNCATEGORİZED
08 Aralık 2024EKONOMİ
08 Aralık 2024GENEL
08 Aralık 2024